1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Köpekbalıkları hakkında bilmek istediğiniz bütün gerçekler
Köpekbalıkları hakkında bilmek istediğiniz bütün gerçekler

Köpekbalıkları hakkında bilmek istediğiniz bütün gerçekler

Adrenalin tutkunu insanı Jeff Kurr ve Andy Casagrande Discovery Channel'da başlayacak Köpekbalığı Haftası öncesi köpekbalıklarının tehlikelerini ve bilinmeyen yanlarını anlattı.

A+A-

Bir köpek balığı ile karşılaşmak nasıl bir his? Korkutucu mu? Bir köpek balığı ile ilk defa burun buruna geldiğinizde ne yaptınız: ilk düşünceniz neydi: en iyi resimi nasıl çekerim mi yoksa kendimi nasıl korurum mu?

Jeff Kurr: Tahmin edersiniz ki bir köpek balığı ile ilk karşılaşmanızı asla unutmazsınız. Özellikle büyürken Jaws filmini seyretmiş olmam dolayısıyla köpek balıkları ile ilgili önyargılarım vardı ve tabi ki de onlarla ilk dalışımda korkmuştum ancak derhal sonrasında ayrım ettim ki onlar benimle zerre kadar ilgilenmiyor. Ben de böylece yavaş yavaş onlara daha fazla yaklaşmak istediğim bir noktaya geldim. Köpek balıklarıyla ilk dalışımda anladım ki köpek balıkları oldukça dikkatli ve tedbirli yırtıcılar ve şayet bir köpek balığının size yaklaşmasını istiyorsanız onlara yem uzatmak gibi bir neden vermelisiniz. Köpek balıkları ile dalarken kameranın en devasa avantajı size etrafınız köpek balıkları ile dolu iken tutunacak bir şey sağlıyor olması bilhassa de köpek balıkları size iyice yaklaştığında. Hatta onu adeta bir emniyet battaniyesi gibi düşünebilirsiniz. Köpek balıklarını iyi bir mesafede tutmak için bir vasıtayı görevi görüyor, onların size fazla yaklaşmalarını ve çarpmalarını istemiyorsunuz. Dolayısıyla ben her vakit elimde kamera olmasını seviyorum ve de elimde bir kamera varken ne sebepten bu yaratıkların muhteşem görüntülerini kaydetmeyeyim ki? Elimde kamera yoksa köpek balıkları ile dalmaya fazla ender gidiyorum. Bu hayvanları bu kadar yakından görmek ve böylesine hususi görüntüler yakalamak muhteşem bir duygu.

Büyük Beyaz Köpek balıkları ne sebepten insanlara saldırıyor? İnsanları esas gıda maddeleri olan foka benzettikleri için onlara saldırdıkları doğru mu?

Jeff Kurr: Köpek balıklarının insanlara saldırdığı fazla ender durumlar bence tamamen kimlik kargaşasından kaynaklanıyor. Köpek balığı deniz dibinde seyrederken yukarı bakıyor ve bir yüzücü ya da dalgıç görüyor ne gördüğünü merak ediyor böylece yukarı çıkıyor ve de araştırmacı (biz böyle tabir ediyoruz) bir ısırık alıyor ki bu da köpek balığının yüzeydeki objenin ne olduğunu anlamak için kullandığı yöntemdir. Ne yazık ki devasa beyazlar öyle büyükler ki bu araştırmacı ısırık insanlara devasa zararlar verebiliyor. Ancak filmlerimizde de her vakit açıkça anlatmaya çalıştığımız gibi devasa beyazlar adamları hedef almazlar. Bazen insanlar devasa beyazların avlandığı bölgelere giriyor ve bir takım kazalar meydana geliyor ve ben bu anları tamamen kaza olarak görüyorum. Eğer geriye döner ve bir köpek balığı saldırısını incelerseniz insanların bu saldırılarda oynadıkları rolü göreceksiniz: ya köpek balıklarının bulunduğu alanda balık tutuyor oluyorlar ki bu fazla fena bir düşünce ya da fokların yoğun nüfuslu olduğu bölgelerde yüzüyorlar ki bu da fazla fena bir düşünce çünkü foklar köpek balıklarının avıdır. Dolayısıyla şayet bir devasa ak saldırısında kaçınmak istiyorsanız “köpek balığı zekalı” olmanız ve bu hayvanların davranışlarını anlamanız gerekir. Bence köpek balığını iyi değerlendiren kişiler okyanusta yüzmenin kurallarını herkesten fazla daha iyi bilir ve böylece istenmeyen devasa ak karşılaşmalarını önlemiş olurlar.

Sizce geçtiğimiz elli yılda insanların köpek balığına bakışları nasıl bir değişim gösterdi? Peki ya sizin köpek balıklarına bakışınız geçtiğimiz yıllarda nasıl değişti?

Jeff Kurr: Bu fazla güzel bir sual. 40 sene evvel “Jaws” filmi daha piyasaya çıkmadan evvel insanların köpek balıklarını düşündüğünü bile sanmıyorum. Eğer kiminin düşüncesi varsa bile bu daha fazla “en iyi köpek balığı ölü köpek balığıdır” şeklindeydi. Bu gerçekten fazla fena çünkü şayet bir hayvan hakkında bilgisizseniz bu da ondan faydalanabilineceği anlamına geliyor. Öldürülebilirler ve bu kimsenin umurunda olmazdı. Daha sonra 1975 yılında “Jaws” filmi çıktı ve düşünceler değişti. İnsanlar köpek balıklarından nefret etmeye başladılar, onları öldürmek ve böylece okyanusları daha güvenli yerler haline getirmek istediler. Dolayısıyla köpek balıkları uzun yıllar ben iç bir fazla adamın gözünde fazla fena bir itibara sahip oldular. Köpek balıkları ile ilgili hiçbir şey bilmiyordum. 1988 yılında “Köpek balığı Haftası”nın başlaması ile sanırım köpek balıkları için işler iyi gitmeye başladı. İnsanlar köpek balıkları hakkında konuşmaya başladı ve yanılmıyorsam yeryüzündeki en popüler vahşi hayvan haline geldiler. Bu köpek balıkları için iyi haber çünkü bilirsiniz insanlar balinaları severler, yunusları severler ve onların öldürüldüğünü, yaralandığını ya da alıkonulduklarını duyduklarında üzülüp tepki gösterirler. Aynı şey artık köpek balıkları için de geçerli olmaya başladı. Balıkçıların onları yakalayıp iskelelerde şov için asmalarına tepkiler yağmaya başladı. 30-40 sene evvel kimsenin umurunda olmazdı fakat şimdi gerçekten umursuyorlar ve bence bu da “Köpek balığı Haftası”nın başarısı. Köpek balıklarını fazla popüler hayvanlar haline getirdi ve bilinçliliği artırdı dolayısıyla insanlar artık okyanuslarda neler olduğunu biliyor. Köpek balıklarının yüzgeçleri için avlandığını, yüzleştikleri tehlikeleri biliyorlar ve bence bu “Köpek balığı Haftası”nın en iyi yanlarından bir tanesi.

Köpek balığı Haftası fazla yakında Discovery Channel’da başlıyor, Türk seyirciler neler beklemeli?

Jeff Kurr: Eğer köpek balığı hayranıysanız bu hayvanlara dair daha evvel görmediğiniz muhteşem görüntülere tanık olacaksınız. Ben Güney Afrika ve Yeni Zelanda’da cazibe yapma imkanına sahip oldum. Daha önceden görmüş olduğum ve “Colossus” ismini verdiğim devasa köpek balığının izini sürdüm. Benim çekimlere bakışım her vakit yeni tertibatlarla buluşlarla diğer kimsenin başaramadığı görüntüleri elde etmektir. Bu köpek balıklarını çekerken de bu hedefime ulaşmaya çalıştım. Zırhlı Sualtı Köpek Balığı Koruyucusu anlamına gelen WASP (Water Armour Shark Protection) isminde bir vasıta geliştirdik. Ve bu alet bizim okyanusun dibine inmemize ve burada yürüyerek devasa beyazları çekmemize olanak sağladı. Köpek balıklarının bize gösterdiği tepkiler inanılmazdı, bizimle etkileşime girdiler ve benim için bu yıl Köpek balığı Haftasının en mühim yanlarında bir tanesi de bu. Colossus’u arayışımız sırasında karşılaştığımız köpek balıkları olağanüstüydü.

Hiç hayati tehlikeniz oldu mu, oldu ise ne vakit ve yaralandınız mı?

Jeff Kurr: Sanırım en yakın olarak birkaç yıl evvel Güney Afrika’da Air Jaws Kıyameti’ni çekerken başıma gelenleri söyleyebilirim. Kısaca ben teknemizin arkasına yerleştirdiğimiz ve fok kızağı ismini verdiğimiz metal bottaydım. Tekne beni çekiyordu. Elimde köpek balığı yemi (düzmece fok) vardı bu sayede bir köpek balığını tuzağa çekebileceğimizi ve böylece köpek balığını fazla yakından görüntüleyebileceğimi umuyordum. Sonuçta iri bir devasa ak ben fok kızağında otururken benim birkaç metre uzağımda sıçradı ve sanki benim tepemden uçtu. Yukarı baktığımda bin küsur kiloluk bir köpek balığının karnını gördüm. 5 metre uzunluğundaydı ve suya düştüğünde beni sırılsıklam bırakmıştı fakat bu hayatımda gördüğüm en muhteşem şeydi, tabi ki birazcık da sinir bozucuydu. Çünkü bir devasa ak sıçradığında ne olacağına dair herhangi bir fikriniz olmuyor, önceden bir ikaz da olmuyor. Bu sayede fokların köpek balığı tarafından saldırıya uğradıklarında neler yaşadığını anlama şansım oldu. Hiçbir şekilde bir ikaz almıyorlar ancak buna karşın bile yüzde 50 oranında devasa ak saldırılarından kurtulabiliyorlar. Ben de orada bir fok gibi hissettim. Sanırım devasa beyazın sıçramasına en yakından tanık olan adam benim fakat şükürler olsun ki yaralanmadım ve köpek balığı da benimle (kızakta oturan adamla) ilgilenmek yerine fok yemi ile ilgilenmeyi tercih etti. Çok korkutucu fakat bir o kadar da büyüleyici bir andı.

Büyük ak köpekbalıkları ve katil balinalar arasında ki münasebet nedir? Bazı katil balinaların gıda kaynakları olan foklar için harp verdikleri ak köpek balıklarını bulma ve avlama konusunda teknikler geliştirdiği söyleniyor. Siz hiçbir katil balinanın ak köpek balığına saldırdığını gördünüz mü?

Jeff Kurr: Bir Orka balinanın ak köpek balığına saldırması sanırım inanılmaz az olan bir hadise. Kesinlikle olmuş birşey bu ve ben doğal ki bunu gözlemleyebilmeyi fazla isterim fakat dediğim gibi yani kesinlikle bir Orka ve ak köpek balığının kavgası ölmeden evvel görmek isteyeceklerim arasında olur fakat fazla çok az rastlanan bir vaziyet. Benim düşüncem aş zincirinde en tepede yer alan yırtıcı hayvanlar olabildiğince birbirinden ırak durmaya çalışıyor. Ama bildiğim kadarıyla bir Orka devasa ak köpek balığına saldırdığında onu yakalayıp karnı üste istikbal şekilde aksi çevirmeye çalışıyor çünkü bu köpek balığını uykuya geçiriyor. Orkalar bu kadar akıllı. Zaman içinde köpek balıklarının aksi çevrilirse stresten kaynaklı hareketsizlik durumuna geçtiğini, uykuya daldığını ve kısacası savunmasız kalarak öldürmek için basit bir durum aldığını öğrenmişler. Kısacası benim için Orkanın bunu çözmüş ve öğrenebilmiş olması, köpekbalığını nasıl alt edebileceğini bulmuş olması inanılmaz birşey, fakat dediğim gibi ikisinin karşı karşıya geldiği anda orada olup izleyebilmeyi fazla isterim, iki adet fazla devasa yırtıcının buluşması bu ve eminim inanılmazdır.

Sizce köpekbalığı belgesellerinin popüler olmasının nedeni seyircilerin bu hayvanlar hakkında bilgi alma isteği mi yoksa bu belgesellerdeki kan, vahşet ve umumi olarak köpek balıklarına karşı duyulan korku mu?

Jeff Kurr: Bence köpek balığı haftasının bu kadar popüler olmasının pek fazla nedeni mevcut, bence herkesin köpek balıkları hakkında bilgi edinmek istemesinin diğer nedenleri mevcut. Bazen insanların köpek balıklarına karşı duyduğu korku, zombilere, canavarlara duyduğu korku gibi ve psikolojik olarak anladığım kadarıyla insanlar onları korkutan şeylere karşı alaka duyuyorlar, dolayısıyla bazı kişiler için gerçekten bu programları izleme nedenleri köpek balıklarından korkuyor olmaları. Bazı insanlarda bu konunun ilim tarafına alaka duyuyor. Pek fazla genç adamla tanıştım aslında köpek balığı haftasından etkilenip deniz biyoloğu veya film yapımcısı olmaya karar veren. Pek fazla adamda köpek balığı haftasını fazla eğlenceli içinde serüven ve heyecan barındıran programları olduğu için seviyor. Amerika’da köpek balığı haftasının bu kadar popüler olması insanların bir araya gelerek bu programları izlemek, köpek balığı haftası partisi verip, bir şekilde bu hayvanlarla tanışan dalgıçların, ben ve ekibim gibi insanların hikayelerine misafir olmak istemedi. Kısacası Köpekbalığı Haftasının popüler olmasının altında pek fazla ne sebepten mevcut, fakat en önemlisi bu hayvanlar dünyada mevcut olan vahşi hayvanlar arasında en popüler olanları ve insanların köpek balıkları konusunda ağırbaşlı bir farkındalığı mevcut ki köpekbalıkları açısından bu fazla iyi!

Son 20 ila 30 yılda köpekbalığı nüfusunda en fazla ne değişti? 

Jeff Kurr:Aslında köpekbalığı nüfusu konusunda kati bir bilgi edinmek pek olası değil. Herkesin sanırım şuan bu hayvanların yaşadığı en devasa sorunun yüzgeçleri için avlandıklarını biliyor, vasat 70 ila 100 milyon köpek balığının her yıl okyanustan yüzgeçleri için çıkartıldığı duyduğum bilgiler arasında ki bu durumda köpek balıkları için endişelenmeliyiz. Ama köpek balıkları konusunda bazı başarı hikayeleri de mevcut dolayısıyla kasvetli ve ümitsiz şekilde bakmak istemiyorum bu konuya. Örneğin Kuzey Amerika’nın garp kıyılarında devasa ak köpek balığı nüfusu ağırbaşlı bir geri dönüş yaşadı. Kaliforniya kıyılarında fazla ağırbaşlı anlamda azalmaya başlamışlardı, ağırbaşlı tehlike içindeydiler fakat yaklaşık 20 yıl evvel belli koruma tedbirleri alındı ve nüfus toparlandı. Son araştırmalardan birinde yaklaşık 2000 devasa ak köpek balığının Kaliforniya sahillerinde olduğunu gösteriyor ki sanırım bir kaç jenerasyon öncesinden beri böyle bir rakam görülmedi. Yani köpekbalıkları gerçekten kendilerini toparladı…. Güney Kaliforniya plajlarının civarında örneğin pek fazla genç ve bebek ak köpekbalığı sörfçüler ve kürekçilerle birlikte yüzüyor – hiç bir panik veya korku yok. İnsanlar köpekbalıklarının orada olduğunu biliyorlar fakat onlar insanlara bulaşmadığı sürece, insanlarda aslında onların varlığının sağlıklı bir okyanus anlamına geldiğini biliyor. Sağlıklı ve dengeli bir okyanus için köpek balıklarına cidden ihtiyacımız mevcut.

İzleyiciler sizin yoğun çalışmalarınızın süslenmiş kısa bir versiyonunu izliyor aslında. Bu filmleri yapmak için ne kadar vakit ve efor harcıyorsunuz ne gibi güçlüklerle karşılaşıyorsunuz? 

Jeff Kurr:Köpek balıkları hakkında belgesel yapmak aslında göründüğünden fazla daha güç. Büyük ihtimalle pek fazla adam bir tekneye binip, suya atlayıp çekime başladığınızda belgeseliniz amade sanıyor. Ama maalesef vaziyet böyle değil. Köpek balıklarını bulmak pek basit değil, aslında köpek balıkları hakkında bir belgesel yapmanın en güç yanı onları bulmak. Bazen False Bay’de Seal Island çevresinde günlerce gezebiliriz ki burası ak köpek balıklarının fazla sayıda bulunduğu bir bölge fakat hiç ortaya çıkmayabilirler veya hava o kadar fena olur ki denize açılamayız bile veya suda sadece bir kaç metre önümüzü görebiliriz o zamanda onları çekebilmek imkansızlaşır. Dolayısıyla aslında pek fazla etken mevcut konu köpek balığı belgeseli olunca. Çalışmak için oldukça güç bir ortam aslında, örneğin pek fazla defa kameralarımızı kaybettik, ya gemiden denize düştü, ya bir fok kırdı ve içine su aldı. Kısacası pek fazla şey yanlış gidebilir. Kısacası mesleğim vahşi hayat filmleri yapımcılığı laf konusu olunca en zorlarından biri. Serengeti’de bir Land Rover’da oturup bütün gün çitaları çekmek gibi değil okyanus daha güç köpek balıkları daha da güç.

Bir köpek balığı tarafından saldırıya uğrayınca ne yapmak lazım? Siz hiç ısırıldınız mı?

Jeff Kurr:Tanrıya şükürler olsun ki hiç bir köpek balığı tarafından ısırılmadım fakat bu konu hakkında biz sözüm mevcut benim o da görmediğiniz köpek balığından korkmanız gerektiği. Seneler içinde pek fazla köpek balığı saldırısına uğramış adamla tanışma ve konuşma fırsatı buldum ve hepsi köpek balığının nereden geldiğini görmediklerini diyor. Tamimiyle bir sürpriz, pek çoğu saldırıdan sonra köpek balığının neye benzediğini bile tanım edemiyor çünkü aslında bakamamışlar bile dolayısıyla şayet ben suyun içindeysem ve bir köpek balığını görüyorsam korkacak hiçbir şey yok. Görmediğiniz köpek balığından korkmalısınız. Allahtan ben suyun altındayken herzaman etrafıma bakarım, başımın arkasında bile gözüm olmasını denerim, kısacası her vakit hızla yaklaşan bir köpek balığı varsa görmeye çalışırım, görmediğiniz köpek balığından korkmalısınız.

Köpek balıklarıyla ilgili her hangi bir lahza mevcut mı kamerayla henüz yakalayamadığınız?

Jeff Kurr:Harika bir sual. Sanırım köpek balığı belgeselleri yapımcıları için en mukaddes yakalamak istediğiniz lahza devasa ak köpek balıklarının çiftleşmesini veya doğum yaptığını görmek. Henüz kimse bunu görmedi, bu konuda pek fazla söylenti oluyor, nerede çiftleştikleri nerede doğum yaptıkları hakkında. Bence ilim açısından, film yapımcıları ve seyirciler için bu anlara şahit olmak inanılmaz olur fakat böyle birşeyle karşılaşmak için fazla fakat fazla şanslı olmanız gerekiyor. Ama bende şanslı oldum bir keresinde. 2000 yılında Güney Afrika False Bay civarında bir adet ölü balina bulduk ve 27 devasa ak köpek balığının bu balinayı yemesini izledik, yaşamda gördüğüm en inanılmaz sahneydi, bugüne kadar hala yakaladığım en hususi lahza ve tamimiyle kaza eseri gördük. Önceden planlanmış değildi, inanılmazdı, fakat bu tip bir sahneyi yakalamak biz film yapımcıları için mukaddes bir hadise, fakat doğal ki sadece kaza eseri olabilir, bu hayvanlar hakkında o kadar az şey biliyoruz ki böyle bir şeyi planlamak imkansız.

Jeff seyirciler senin filmlerinden ne alarak ayrılsın istersin?

Jeff Kurr:Tabii ki işlerimizi izleyen insanlar köpek balıklarını korumak, türlerinin korunması, hayat alanlarının korunması için gayret harcasın isterim fakat bu konuda nasihat verir olmanında yararlı olduğunu düşünmüyorum. Bence köpek balıklarına karşı insanların düşüncelerini değiştirmenin en etkin yolu onların ne kadar hususi yaratıklar olduğunu ne kadar güzel olduklarını göstermek, ancak o vakit insanlar onlara kıymet verecek ve kendileri bu konuda bir şuur yaratacak. Nasıl dört metrelik bir devasa ak köpek balığının suyun içinden zıpladığını görüp bunun inanılmaz güzellikte bir görünüm olduğunu düşünmezsiniz? Umuyorum ki insanlar Köpek balığı Haftasından köpek balıklarına da yararlı olacak bir sevgi ve büyülenme ile ayrılsın.

Bilinen en devasa ak köpek balığı ne kadar? Bu konuda bazı karmaşık bilgiler mevcut. Bazıları 8metre uzunlukta olduklarını bazıları 7 metre olduğunu diyor. Mesela Jaws filminde 12mt’lik bir köpek balığı laf konusuydu. Gerçekte ne kadar büyükler? 

Jeff Kurr:Harika bir sual. Pek fazla adam bana aslında devasa ak köpek balıklarının ne kadar devasa olduğunu soruyor, bu konuda pek fazla araştırma da yaptım ve sanırım ölçülen en devasa büyük ak köpek balığı 20 – 21 ft (6-6.5mt) boyundaydı ve en ağırı 6,500 lbs (2948kg) civarındaydı. Kısacası bu hayvanlar 20ft boyuna ulaşabiliyorlar fakat sanırım bu oldukça az görülen birşey çünkü benim gördüğüm en devasa ki onu Yeni Zelanda sularında görmüştüm yaklaşık 18ft (5.5 mt) uzunluğundaydı. Tabii suyun altındayken bu hayvanların boyutlarını kestirmek fazla basit olmuyor, ben genelde teknenin yanından geçmesini bekliyorum ki teknenin boyutuyla bir orantı yapabileyim. Ama 18ft boyunda bir köpek balığını görmüş biri olarak diyorum, fazla çok devasa bir hayvandan bahsediyoruz. Neredeyse bir balina kadar. Eğer 20ft’ten daha uzun bir köpek balığı varsa onunla tanışmak istediğimi söyleyemem.

Sosyal etkileşim ve farkındalık oluşturması anlamında Köpek balığı Haftası hakkında ne düşünüyorsunuz?

Jeff Kurr: Bence Köpek balığı haftası yayınlandığı vakit sosyal medyayı ağırbaşlı anlamda domine ediyor. Hatta geçen gün bir şirket gördüm bütün yıl boyunca okyanus ile ilgili olan bütün sosyal medya hareketlerini takip ediyorlarmış. Hatta bir grafik vardı, insanların ne kadar okyanus, köpek balıkları ve balıklar hakkında konuştuğu ile ilgili ve bütün sene süresince benzer sakin bir seviyede seyrederken grafik, köpek balığı haftası sırasında deli bir yükseliş sergiliyordu. Bence bu anlamda köpek balığı haftası bir fenomen. Tweeter ve Sosyal Medya Sitesi Facebook ağırbaşlı anlamda patlıyor. Ki bu genç insanların köpek balıklarına fazla ağırbaşlı alaka gösterdiğini bize gösteriyor. Sosyal medyada köpek balıkları hakkında bu kadar bir hareketlenmenin olması cidden inanılmaz. Amerika’da ve dünyada en fazla konuşulanlar arasında yerini alıyor.

ANDY CASAGRANDE RÖPORTAJI

Selam Andy: Bu yılki Shark Week’le başlayalım. Daha evvel cazibe yaptığın Güney Afrika’da ki köpek balıkları ve Yeni Zelanda ile Avustralya köpek balıkları arasındaki farklar nedir? Bildiğimiz kadarıyla Güney Afrika'da köpek balığı beslemek için kafesle dalış turizmi fazla yaygın, bu nedenle insanlara alışkanlar mı? Andy Casagrande: Harika bir sual. Jeff Kurr ve ben, Yeni Zelanda’da da yaptığımız çekimler sonrasında dünyanın en vahşi ve yabani devasa ak köpekbalıkları burada olduğuna karar vermiş bulunuyoruz. Senin de dediğin gibi Cape Town’da neredeyse 20 seneyi aşkın bir süredir kafes dalışı gelişen bir sektör. Yeni Zelanda’da ise bu sektör daha yeni. Sadece yedi yada sekiz yıldır insanlar köpekbalıkları ile dalış yapıyor ve sadece bir yada iki dalış operatörü aracılığıyla. Dolayısıyla evet Yeni Zelanda’da köpekbalıkları insanlara hiç de alışmış değil, bu da bizim deneyimlerimizin fazla heyecanlı olmasını olası kıldı. Burada ki köpek balıkları saldırgan demek istemem fakat kesinlikle inanılmaz derecede vahşi ve meraklılar.

Muhteşem devasa ak köpek balığı ile karşılaşmayı nasıl tanım edersiniz?

Andy Casagrande: Benim için devasa ak köpekbalığı dünyanın en büyüleyici hayvanı. Onlar Hawaii’de Alaska’da, sıcak yada soğuk suda, sığ ve derin sularda yaşayabiliyor ve hepsi birer fert gibi. Onların da insanlar gibi kişilikleri mevcut. Ben, devasa ak köpekbalığı ile ilk karşılaştığımda henüz bir çocuktum. Televizyonda onları ilk gördüğüm andan itibaren onlara hayran oldum. Yani benim için devasa ak köpekbalığı en yırtıcı, en görkemli hayvan. Bazen onları insanlardan daha fazla sevdiğimi diyorum. Her lahza seni şaşırtabilirler, ne beklemen gerektiğini asla bilmezsin dolayısıyla da benim için onları filme çekmek inanılmaz keyifli birşey.

Köpekbalıklarının favori yiyeceği nedir?

Andy Casagrande: Güzel bir sual. Bir fazla adam devasa ak köpekbalıklarının en sevdiği yiyeceklerin foklar olduğunu düşünür ve bu bir ölçüde doğru. Ancak bir bebek devasa ak köpekbalığı doğduğunda dişleri ve çeneleri fok avlamak için yeterince devasa değildir dolayısıyla evvel ufak balıkları yemeye başlar. Büyüdükçe daha devasa balıkları ve hatta kimi başka köpekbalıklarını, vatozları ve devasa tonbalıklarını yemeye başlarlar. Oldukça devasa olduktan sonra hatta kimi boyları 8ft’i geçtikten sonra fok avlamaya başlayabilir. Fok seviyorlar çünkü onlar fazla ağırbaşlı bir enerji kaynağı, yağlılar ancak foklar fazla hızlı ve çevikler dolayısıyla bir köpek balığının foku avlayabilmek için fazla ağırbaşlı derecede enerji tüketmesi gerekiyor. Bu nedenden genellikle köpekbalıkları, balina leşleri veya daha yavaş devinim eden hayvanlar gibi daha basit elde edebilecekleri besinleri tercih ederler. Ama foklar, köpekbalıkları için fazla iyibir gıda kaynağıdır. Dolayısıyla onları yakalamak için yeterli büyüklüğe erişmişlerse bu fırsatı kaçırmazlar. Foklar da fazla tehlikeli hayvanlardır ve yenilmek istemedikleri için genellikle köpek balığına karşı koyarlar. Köpekbalığının gözleri ya da solungaçlarına saldırmaya çalışırlar. Köpekbalıkları yaralandıklarında bir yırtıcı gibi etkili olamazlar ve bu bir kopekbalığı için fena olabilir. Sonuç olarak köpek balıklarının favori yiyeceği aslından herşeyden biraz fakat fokları fazla seviyorlar.

Köpek balıkları ile olan ilk karşılaşmanı hatırlıyor musun?

Andy Casagrande: Evet doğal ki, aslında farklı tür köpek balıklari ile karşılaştığım birkaç farklı hatıram mevcut fakat ilk devasa ak köpek balığı ile Cape Town’da Güney Afrika’da karşılaşmıştım. İlk kez kafes dışında yüzmem Cape Town’da Duiker Adası civarındaydı, burada ufak bir fok sürüsü vardı, yaklaşık Cape Town’a 2 saat uzaklıktaydı. Suyun fazla soğuk olduğunu hatırlıyorum, suyun içinde görünürlükte pek iyi değildi, yaklaşık 15 metre aşağıya daldık. Fok sürüsüne fazla yakındık, sırtımızı kayalıklara dayamıştık, daha güvenme olmak için, böylece bir köpek balığı arkamızdan yaklaşamayacaktı. 3 adet farklı devasa byeaz köpekbalığı vardı. Hepsi fazla meraklıydı. Dipte kaldık orası daha güvenli diye, çünkü suyun ortalarında veya yüzeyindeyken size aşağıdan saldırabilirler. Ama o lahza aslında kendi aklımın en devasa düşmanım olduğunu ayrım etmiştim. Çünkü evet köpek balıkları fazla meraklıydı ve bana yaklaşıyorlardı fakat agresiflik yapmıyorlardı bense aklımda “Allahım bu hayvanlar fazla ürkütücü” diye düşünüyordum. Televizyonda gördüğümüz bu tarz şeyler, Jaws ve benzerleri size böyle düşünmeye itebiliyor. Ama o lahza “hayır o beni aş istemiyor, herşey yolunda’ demeye başladım kendime. O sadece fazla meraklı ve ben tamamen onun dünyasına girdim ve buna ben neden oldum. Zihnimi bu denli sakin ve odaklanmış, aynı zamanda da herhangi bir süprize karşılık bir o kadar da uyanık tutabilmek oldukça şaşırtıcı ve devasa bir meydan okumaydı benim için.

Çekimler sırasında karşılaştığınız en tehlikeli vaziyet neydi?

Andy Casagrande: En tehlikeli durumlardan bazıları, en tehlikeli olanda iç devasa ak köpekbalıkları etrafında olmuştur. Çünkü onlar fazla devasa ve profesyonel avcılar. Bi keresinde Cape Town çekimleri sırasında kafes dışında dalıştaydık ve etrafımızda yedi adet devasa ak vardı. Bu, 2010 yılında Shark Bite adlı bir programın çekimi sırasında oldu. Kendimi çekime çok kaptırmıştım ve dalış tüpüme yeteri kadar dikkat etmedim ve farkettimki tüpümde fazla az hava kalmış. Çok kısa bir sürede yüzeye çıkmak zorundaydım. Benim devasa ak köpekbalıkları ile ilgili bir numaralı kuralım: Eğer sen bir av gibi davranırsan o da sana av muamelesi yapar. Yani temelde köpekbalığından uzaklaşmak diye birşey yoktur, panik yapılmamalıdır çünkü okyanusta herşey devasa ak yada bir köpek balığı tarafından takip edilir ve onlar kendilerinden kaçıldığını anlar. Ve evet sonuçta bu benim için bir problemdi. Çünkü havam tükeniyordu ve hızlı bir şekilde tekneye çıkmalıydım. Bunları düşünemedim ve hızılıca bu köpekbalıklarından uzaklaşmaya başladım. Ve bir köpekbalığı beni derhal farketti ve yüzeye kadar kovaladı. Neredeyse kedinin fareyi kovalaması gibiydi. Fare kaçmaya başlarsa, kedide onu kovalamaya başlar fakat sıçan ölürse veya öylece yatarsa, kedinin fareye olan ilgisi tamamıyla biter. Yani ben daha rahat ve daha yavaş olsaydım muhtemelen köpekbalığı da daha sakin olacaktı. Sonuçta beni yüzeye kadar kovaladı ve ben onu uzaklaştırmak için kameramı kullanmak zorunda kaldım ve ona doğru fırlattım. Oldukça enteresan ve biraz da korkutucu bir durumdu. Köpekbalığı kamerama dokunduğu anda aliminyum ve çeliği hisseti ve onu tükürdü. Buda bana tekneye çıkmak için yeterli zamanı kazandırdı.

Köpekbalığını fazla tehlikeli göstermeyen belgeselleri çekmeyi tercih ettiğini okumuştum. Ama Great White Matrix’te köpekbalığı saldırısından kurtulan Paul de Gelder yer aldı. Bunun sebebi neydi?


Andy Casagrande: Genellikle kanallar, insanların köpekbalıkları tarafından saldırıya uğradığı hikayelerle ilgileniyor. Discovery Channel’ın iyi tarafı insanların ölmesi veya köpek balıklarının şeytanlaştırılması gibi negatif konulara odaklanmıyor olması. Paul'ün durumu ise şöyle, bir boğa köpek balığı tarafından kol ve bacağı ısırılmış fakat o kurtulmuş ve kendini rehabilite etmeyi başarmış. O, köpekbalığının sadece bir köpekbalığı olduğunu, fena niyetli bir şeytan olmadığını; kesinlikle tehlikeli olduğunu fakat sadece yaşamda kalmaya çalışan bir cin olduğunu anlamış. Hayatta kalmaya çalışan köpek balığı onun yenebilir birşey olduğunu düşündü. Dolayısıyla aslında Paul’inki daha fazla bir yaşamda kalma hikayesi. Paul oldukça inanılmaz bir insan. Aynı zamanda da fazla eğlenceli. Onunla tanıştığım ilk hatıra hatırlıyorum. Genellikle yeni teknlojik aletler, kameralar filan beni fazla heyecanlandırır ve etkiler. Dolayısıyla ona ilk şey söylemiştim, bionik bacağına bakarak; “Hey Paul, bacağın inanılmaz. Bu fazla pahalı olmalı” söylemiştim. O güldü ve “Evet dostum bu bacak bana bir kol ve bacağa maloldu” diye söyledi. Yani evet umumi tabiat hikayelerini çekmeyi tercih ediyorum, köpek balıkalarının fokları avlaması gibi fakat Paul’ün hikayesi fazla etkileyiciydi. O ısırıldı ve iyileşti, köpekbalıklarından nefret etmek yerine onları sevdi. Pekçok köpek balığının köpek balığı yüzgeç çorbası ticaretinden ötürü tehlikede olduğunu farkında. Ve o, köpekbalıklarını koruma amacıyla bütün dünyada insanlara farkındalık yaratmaya çalışıyor. Hayat seni fazla güç bir duruma getirse de vazgeçmemeli ve mücadeleye devam etmelisin. Kazanan sen olabilirsin. Kısacası Paul’ün fazla iyi bir hikayesi vard ve onunla çalışmak harikaydı.

Beyaz devasa ak köpek balıklığı dışında, sizin diğer favori köpek balığı türleriniz hangileri?

Andy Casagrande: Büyük ak köpek balığı dışında, çekiç kafalı köpek balığı ile kaplan ve mako köpek balığını fazla seviyorum. Aslında tüm köpek balıklarını seviyorum fakat etkileyici yırtıcı avcı köpekbalıklarının devasa hayranı olduğum için dünyanın en hızlı köpek balığı mako benim favorim. Bazı insanlar onun bütün dünyada en hızlı hayvan olduğunu diyorlar, okyanusta zaten öyle fakat karada bir çitayla yarışabilir mi onu bilmiyorum. Çekiç kafalı da oldukça enteresan bir hayvan çünkü baş şekliyle uzaylı bir yaratığa benziyor ve tüm başka köpek balıklarından farklı. Bu türü çekerken ve izlerken gerçekten devasa beğeni alıyorum çünkü vatozları bulmak için o kafalarını bir şekilde kullanıyorlar ve bu hayvan mükemmel evrimsel bir tasarıma sahip. Çoğu adam birbirine benzer, bazıları uzundur bazıları kısadır veya şişman ya da zayıf her neyse fakat köpek balıkları, balina köpek balıklarından çekiç kafalıya veya goblin köpek balığına kadar birçok türüyle çeşitlilik gösteriyor. Ben bu hayvanlardan oldukça büyüleniyorum çünkü değişik yollarla vücutlarını değişik şekillere sokuyorlar ve bu oldukça katı bir değişim oluyor. Bu hayvanlar vahşi doğada görebileceğiniz en enteresan hayvan ve en enteresan türler. Ben onları akvaryumlarda görmekten hoşlanmıyorum fakat gene de bir sürü çocuk onları buralarda görüyor ve onlardan ilham alıyor bu yüzden aslında bu biraz iyi bir şey. Evet tüm köpek balıklarını seviyorum fakat ak devasa köpek balığı kesinlikle benim de favorim.

Bu tehlikeli hayvanlar için davranış rehberi bulunuyor mu? Davranış rehberlerinin olması kamusal eğitim için ne kadar mühim sizce?

Andy Casagrande: Bu iyi bir sual. Aynı türde olsun veya olmasın her köpek balığı farklıdır. İnsanlar gibi onların da kendine ait kişilikleri mevcut. Ama evet sahillerde davranış rehberleri olması gerekiyor çünkü köpek balıkları tehlikeli. Ama gene de onlar şeytan veya fena niyetli değiller. Onlarla fena bir pozisyona girmekten kaçınıyorsanız karanlık sularda yüzmeyin çünkü deniz suyunun temiz ve görünebilir olmadığı yerlerde köpek balıkları hata yapabilir ve avlandığı bölgelerde olduğu gibi sizi aş olarak yiyebilir. Ayrıca fok kolonilerinin olduğu yerlerde yüzmem çünkü oralar köpek balıklarının aş aramak için gezindikleri bölgeler. Bu biraz Serengeti National Park’ta Land Rover olmadan ailenizle yürüyüşe çıkmak gibi bir şey olur çünkü orda da avlanan aslanlar vardır. Birçok köpek balığı türü vardır fakat sadece bazıları insanlar için tehlikeli olarak düşünülür. Ama şayet bir köpek balığı görürseniz panik yapmamaya çalışın. Hayvanla göz temasınızı koruyun çünkü onlar pusu kuran yırtıcılardır ve saklı pusu kurma taktiğini kullanarak size gizlice yaklaşırlar. Eğer onları görebiliyorsanız sizi avlamıyor olacaktır sadece meraktan oradadırlar. Ama ak devasa köpek balıkları genelde dipten gelir sonra gizlice yaklaşır ve dikey olarak aşağıdan size pusu kurmaya çalışır. Böyle bir durumda çok bir şey yapamazsanız fakat bir bir şey mevcut ki şayet ak köpek balıklarının olduğu bölgelerde yüzüyor veya sörf yapıyorsanız fok kolonilerinin olduğu yere yakın olmayın. Eğer görüşünüz net değilse belki de sadece oralarda güneşlenmeniz en doğrusu olacak.

Hangi köpek balıklarını yamyam olarak niteleyebiliriz?

Andy Casagrande: İki adet bildiğim ve daha anne rahmindeyken yamyam türü bulunuyor. Bu türler anne rahminde şekillenmeye başlıyor ve orada yaşamını sürdürüyor bunlardan biri kaplan balığı olmakla beraber onlara gri hemşire köpek balığı ya da testere dişli köpekbalığı da deniliyor. Rahimiçi yamyamı olarak bilinen bu türler daha anne rahmindeyken biçim alıyorlar ve kendi erkek ve kız kardeşlerini yiyorlar. Bu biraz korkutucu gelebilir ve daha çok aş yiyip daha devasa ve kuvvetli olabilmek için ve vahşi doğada daha iyi yaşayabilmek için kendi kardeşlerini yemenin avantajlı birşey olduğunu pek düşünmüyorum. Bu durumun devasa ak köpek balıkları için doğru olduğuna inanmıyorum. Köpek balıkları doğduğunda değişik türlerin diğer türleri yemesi pek alışılmamış bir vaziyet değildir. Ama devasa ak köpek balıklarının ana ve baba içgüdüleri olmadığı için kendinden daha ufak türlerini yediğini de duymuştum. Katil balinalar ise kendi buzağıları ve bebekleriyle ilgilenirler. Köpek balıkları doğmadan evvel onların sizi yememeleri için ana ve baba köpek balıklarından uzakta yüzmek isteyebilirsiniz. Tüm türlerin de yamyam olduğundan %100 emin değilim.

Yazdığınız şarkıyla köpek balıklarının durumuna biraz da olsa dikkat çekmek istediniz sanırım?

Andy Casagrande: Benim devasa ak köpek balığı şarkımı yazmamdaki en mühim nedenlerden biri de köpek balıklarının sesine adam sesi olmak. Çünkü köpek balıkları şarkı söyleyemez, konuşamaz bü yüzden aslında sessizlerdir. Televizyonda izlerken bir sürü ses efekti ve korku müziği duyuyorsunuz fakat aslında ben onlarla yüzerken tam bir sessizlik oluyor ve hiçbir şey duymuyorum. Sadece okyanusun sesini duyuyorsunuz ve evet benim şarkımın en mühim noktası insanların köpek balıklarını farketmelerini sağlamak, onların da duygularının olduğunu göstermek ve onların burada olmasının önemini vurgulamak. Onların aslında fena niyetli veya canavar olmadığını, onların da sadece insanlar gibi aş yemeğe ihtiyacı olduğunu göstermek istedim. Bu yüzden şarkımı insanlara köpek balıklarıyla ilgili ilham vermek, onların korunmasında muavin olmak için yazdım ki ilerde sizin, benim çocuklarım köpek balıklarını görebilsin ve bunun değerini bilsin. Umuyorum ki bundan milyon yıl sonra da Köpek Balığı haftalarımız olur.

Gençken Shark Week’i izlediniz. Bu geçen yıllarda şimdikiyle arasında ne gibi farklar mevcut? Sualtı teknolojisi, film teknikleri, ekipmanlar ve bunun gibi şeyler nasıl gelişim gösterdi?

Andy Casagrande: Kesinlikle, ben küçükken Shark Week’i fazla izlerdim. Küçük olduğum için kameralara ve teknolojiye fazla çok dikkat etmezdim sadece köpek balıklarına ve resimlere bakardım. Ama yıllar geçtikçe şu anda kullanılan kamera teknolojisine, yavaş cazibe, kızılötesi ve termal versiyonlarla beraber insansız hava araçlarıyla yapılan çekimler oldukça alaka çekici. Bunlar bize değişik hikayeler anlatmamıza ve hayvanların davranışlarına derinlemesine inmemizi sağlıyor. Bu benim için fazla heyecan verici çünkü ben kameramanken her vakit daha yeni teknikler geliştirmeye, değişik açılar ve yeni davranışları çekmeye çalışırdım. Bunlar yeni gelişen kamera sistemleri sayesinde daha iyi bir duruma geldi. Geçmişte, film veya İMAX camera veya üç dakikalık bantlarla cazibe yapıyorduk. Şu lahza sualtında solunum cihazımla beş saat durabiliyorum ve kameramdaki karta bağlı olarak saatlerce cazibe yapabiliyorum. Yavaş cazibe, köpek balıklarını çekmemde bana daha devasa bir avantaj sağlıyor ve onların her hareketini daha verimli bir şekilde çekebiliyorum. Aynı zamanda ilim insanları da bu görüntüleri kullanarak hayvan davranışları üzerinde daha iyi çalışma yapabiliyor. Yani diyebiliriz ki kamera teknolojisi ile beraber köpek balıklı sualtı dünyası da bir o kadar gelişti. Bu yüzden de bu işte çalışmak oldukça heyecan verici bir duruma geldi.

Köpek balığı saldırısından nasıl kaçınılır?

Andy Casagrande: Daha önceden de yanıtladığım gibi karanlık ve bulanık sularda yüzmekten kaçınmalısınız. Köpek balıklarının avlandığı bilhassa de devasa ak köpekbalıklarının olduğu fok kolonilerinin bulunduğu alanda yüzmemeli veya sörf yapmamalısınız. Çoğu köpek balığı türü insanlar için tehdit oluşturmasa da, devasa ak köpek balığı, kaplan köpek balığı ve boğa köpek balığı en tehlikeli üç köpek balığı türleridir.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
virahaber.com
Bu haber toplam 12951 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.