Laos Geleceğini Aramakta…

COŞKUN ARAL

Ağır silahlar, tanklar ve bombalarla sarsılan bu coğrafyanın kanlı tarihinden arta kalan izler, yeni kuşaklar için farklı anlamlar taşımakta. 1964 ile 1973 yılları arasında her sekiz dakikada bir ABD tarafından bombalanan ülkede yaşanan cehennemden geriye kalanlar, bugün geri dönüşüme tabi tutuluyor. Laoslular hayatlarını savaşın üzerine inşa ediyor. Zıtların ülkesi Laos, yıllarca kapalı kalan kapılarının ardında belki de gerçek Güneydoğu Asya’yı saklıyor.

 

Sandal Ağacı Şehri

Dünyanın en çok bomba yemiş ülkesi olarak nitelendirilen Laos’un başkenti Vientiane, ülkenin en büyük şehri. Buna rağmen keşfedilmeyecek kadar büyük değil. “Sandal ağacı şehri” anlamına gelen Vientiane; Laos, Tayland, Çin, Vietnam, Fransız ve Rus etkilerinin bir arada görülebileceği bir başkent. Şehrin merkezindeki “Patuxay”, ülkenin bağımsızlığını elde edebilmek için savaşanların anısına inşa edilmiş. 1962-1968 yıllarında yapılan bu anıt, doğunun Champs-Elysees’si olarak adlandırılan Thanon Luang Caddesi’nde bulunmakta. Fransızlar’dan alınan bağımsızlık ve bu mücadelenin anısına yapılan zafer takı, manidar bir şekilde Fransa’yı hatırlatıyor.

 

Dünya Barış Gongu

Çin, Hindistan ve Mozambik’in ardından Dünya Barış Gongu verilen Laos, sahip olduğu bu büyük ödülü, bağımsızlık simgesinin yakınında sergiliyor. Laos, Güneydoğu Asya’nın ortasında, barış yayan bir ülke olma hayalini gerçekleştirmişe benziyor. 

 

Laos’ta din, uzun hayat yolunda mola verilen bir duraklama noktası adeta. Nüfusun yüzde 60’ının Budist olduğu ülkede, tapınaklar sık sık ziyaret edilmekte. Laos Budizmi’nde tapınak ziyareti için belirlenmiş bir gün yok. İnananlar, istedikleri zaman tapınak ziyareti yapabiliyor. Ziyaretler, rahiplere sunulan yiyecekler ve tapınağa bırakılan küçük yardımlarla taçlanıyor. Vaazlarla yankılanan tapınak avlularında, genç yaşlı tüm insanlar Buda’nın izinden gidiyor.

Safran renkli kıyafetleri içinde, dünyanın nimetlerinden uzaklaşan rahipler, basit bir yaşamın sırrına varıyor. Bu sır, onlara hayattaki mutluluğu yakalama şansı veriyor. Tapınak ziyaretlerinde sunulan yiyeceklerle beslenen rahipler, adeta başka bir gezegende yaşamaktalar. Onların dünyasında kavgaya, huzursuzluğa ve uyumsuzluğa yer yok.

 

Başkentin en değerli mücevheri

Laos’un en önemli ulusal anıtı olan That Luang aynı zamanda Budizm’in sembolü ve Laos egemenliğinin bir simgesi. Efsaneye göre, bugün tapınağın bulunduğu bölgede MÖ 3. yüzyılda Buda’nın göğüs kemiğini korumak için bir tapınak inşa edilmiş. Bunu doğrulayan bir kanıt olmasa da, kazılarda elde edilen bulgular, bir zamanlar bu bölgede bir Khmer manastırının varlığını ortaya koymuş.

 

Karışıklıklarla dolu bir tarihin mirasçılarının yaşadığı bu ülkede, That Luang Tapınağı, belki de yüzlerce yıldır değişmeden kalan tek yapı. Sürekli hasar görmesine rağmen, her defasında restore edilen tapınak, bugün her Laoslu için bir gurur kaynağı. Sadece kutsal olduğu için değil, yüzlerce yıl boyunca değişmeden korunabildiği için de, başkenttin en değerli mücevheri sayılıyor.

 

Dinin yaşam üzerindeki etkisi, başkentin 25 kilometre güneydoğusundaki Buda Parkı’nda da açıkça görülmekte. 1958 yılında Luang Pu adında bir Budist rahibin inşa ettiği park, Vientaine’in en çok ilgi gören yerlerinden biri. Çimentodan yapılmış heykeller arasında dikkati çeken dev balkabağı; cehennem, dünya ve cennet tasvirleriyle adeta resimli bir hikâye kitabına benziyor. Bugün Laos, dış dünyaya açık, huzurlu bir ülke. Yüzlerce yıl savaşın pençesinden kurtulamamış olan bu coğrafya, kelebekler misali narin insanlarla dolu. Laoslular, ördükleri kozanın içinden çıkmış, tüm renkleriyle göz kamaştırıyor. Milyonlarca ton bombanın dövdüğü bu topraklar, eski bereketine tekrar kavuşuyor.

 

Mekong: Asya’nın besleyici gücü

Hayatın hızının yavaşladığı Laos köyleri, Mekong Nehri’nin kollarıyla beslenir. Köylüler için hayat, suyun bereketiyle şekillenir. Oysa şehirde yaşayanlar için su, bambaşka anlamlar yüklenebilir. Su kenarları, hafta sonu eğlencesinin en popüler mekânlarına dönüşebilir. 

Kalabalık gruplar halinde toplanan Laoslular, bulabildikleri araçlarla Mekong Nehri’nin kollarına akar. Ne yağmur, ne de çamurun önemi vardır. Herkesin tek derdi, nehirde serinlemektir. Yüzmekten çok ıslanmak için suya giren insanların en büyük zevki, şambrellerle şelaleden kaymaktır. Her yaştan insanın ilgi gösterdiği şelale kayağı ise rafting heyecanını yaşatır. Mekong Nehri sadece yerel halk için değil, turistler için de benzersiz deneyimler sunuyor. Nehrin kollarında eğlence arayan Laoslular’ın yerini, nehirde turistler alıyor. Rafting yapmak için dünyanın dört bir yerinden insanlar ülkeye geliyor. Ülkedeki en hızlı büyüyen sektör olan turizmi, sadece ülkenin kültürel zenginlikleri değil, Mekong Nehri de besliyor.

 

Dünyanın en çok bombalanan ülkesi olan Laos, geri dönüşümün en ilginç örneklerini de sergiliyor. Laos’un bakir doğası, birçok turist için keşfedilmemiş bir cennet niteliğinde. Macera arayanlar için ülkenin can damarı Mekong Nehri ilginç deneyimler sunuyor. Öyle ki bazı sahneler filmlerdeki aksiyon sahnelerini andırıyor.

 

Bölge sadece Mekong’da macera turizmiyle beslenmiyor. Turistlerin ilgi gösterdiği yerlerde satıcılar da günlük kazançlarını çıkarıyor. Ülkede turizm potansiyeli yüksek... Hızla büyüyen sektör, büyük yatırımlara gebe. Bu da, ülke ekonomisine büyük katkılar sağlayacağa benziyor.