Dünya Bir Gemi; Bilgi Dümeni, Fikir ise Yelkeni…

HAKKI ŞEN

Mevlana; “bilgi sınırı olmayan bir denizdir,  bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır” diyor. 21. yüzyıla girerken değişimin bile hızla değiştiği bir zaman diliminde, bilginin ne kadar önemli olduğu herkesin üzerinde uzlaştığı bir görüş. Peki, bilgi neden bu kadar önemli?

Daha iyiyi bulma arzusu, teknolojik bilginin ulaştığı sınırsız imkanlarla birleşerek yeni teknolojik imkanlarla küçülen dünyada, toplumların bilgilerini artırarak, onları her gün daha ileri noktalara ulaştırmaktadır. İnsanın yaşadığı tüm zaman dilimlerinde bilgi sürekli ön planda yer almıştır. Ancak, bilgi hiç bir dönemde bu kadar öneme sahip olmamıştır. Öyle ki, gelişmişliğin ölçü birimi; sahip olunan bilgi, bilginin etkinliği de yeni bir bilgi üretimi olmuştur.

Bütün dünyada, finans sektörünün üretim sektörüne nazaran üç kat büyümesi veya kısaca aşırı “Köpürmesi” nedeni ile önce finans sektöründe başlayan ve yavaş yavaş da üretim sektörüne yayılan küresel bir kriz yaşadığımız, hepimizin bildiği bir gerçek. Bu kriz, finans sektöründeki köpüğün azalması, küresel boyutta finans ve üretim sektörleri arasındaki açıklığın kapanması, kısaca finans sektörünün küçülmesi ile normale yaklaşma eğilimi gösterecektir. Finans sektöründen kaynaklanmasına rağmen, bu krizin üretim sektörünü de aşırı derecede etkileyeceği görülmektedir. Üretim sektöründe kriz ile ilgili bütün tartışma ve gayretler üretimin azalmamasına yöneliktir. Bu kriz nedeni ile keşke biraz da katma değeri yüksek üretimi, kısaca katma değeri olan bilgi üretimini gündeme getirebilsek. Ne demek istediğimi, birkaç örnek ile açıklayayım: Dünya ticaretindeki gelişmeler ve dünya ticaret filosunun yaş profilini dikkate alıp, dikkatli bir istatistiki analizi kendimiz yapabilse idik, 2011 yılında ortaya çıkacak talep daralmasına karşılık tedbirlerimizi şimdiden almış ve mevcut krizden de, en azından gemi inşa sektörü olarak fazla etkilenmemiş olurduk. Bu analize, maalesef, “American Bureau of Shipping (ABS)’nin Activities, 2007” dergisinde, rastlıyoruz. Sorarım size; bu bilgi, katma değeri olan bir bilgi değil midir? Böyle bir bilgiyi açıkça dergisinde yayınlayan bir kurumun, yayınlamadığı analiz sonuçlarını merak etmiyor musunuz?

Deniz ticaretinde talep daralmasına bağlı olarak verilerin nasıl değiştiğini ve yeni duruma göre yeni trend ve beklentilerin neler olabileceğini bilmek, eminim bu alandaki yöneticilerimizi çok rahatlatırdı. Krizden en az ve en fazla etkilenen lojistik hatlar, ürünler ve limanlar hakkında detaylı bir veri analizi sonuçlarına kaç para vermeye hazırsınız?

Lüks klas yat üretimi ile kriz arasındaki istatistiki bağlantı ne kadar ilginizi çekerdi?

“Lüks klas yat üretim pazarı da krizden etkilenip daralıyor mu?” veya “krizin yarattığı yeni zenginlerin talepleri nedeni ile büyüyor olabilir mi?” Ülkelerin lüks klas yata olan talebi, aynı ülkenin hangi parametresine bağlı olarak doğrudan değiştiğini bilmek, yat üreticilerini ne kadar rahatlatır dersiniz?

Bütün bu bilgilere ulaşabilmek imkansız değildir. Öncelikli olarak hangi bilgiye ihtiyaç olduğuna karar verilmeli ve uygun veri kaynağı araştırmalıdır. Bu veri kaynağına açık kaynaklardan ulaşılabileceği gibi, kendimiz de toplamak zorunda kalabiliriz. Daha sonra elde edilen veriler, istatistiki yöntemler ile analiz edilmelidir. İstatistik, bilgi teknolojilerindeki son gelişmelere bağlı olarak kendini yenilemiş ve “Veri Madenciliği (Data Mining)” başlığı altında karar vericilerin en önemli destek noktası haline gelmiştir. Analiz edilmek sureti ile enformasyona dönüştürülen verileri bilgiye dönüştürmek için desteği dışarıda aramayın. Çünkü elde edilen enformasyona bağlı olarak bilgi üretmek; deneyim, sezgi ve daha önceki bilgilerimize bağlı olarak, bizim becerimizdir. Sistematik bir şekilde ve sürekli olarak veri topluyor, ancak onu enformasyon ve bilgiye dönüştürmüyorsanız, çok kıymetli bir kaynağınızı israf ediyorsunuz demektir.

Günümüz dünyasında doğru verileri toplamak ve onları sağlıklı bir istatistiki analiz  ile bilgiye dönüştürmek, sadece “bilgi toplumlarının” başarabileceği bir beceri olup, doğrudan gelişmişliğin bir ölçüsüdür. Sektörümüzün üst düzey yöneticileri olarak, sabahlara kadar “Acaba nereden bir kargo bulabilirim” veya “Kızaklarımın boş kalmaması için acaba kimi aramalıyım?” diye düşüneceğiniz yerde, sağlıklı veriler üretmenizi veya ulaşmanızı ve bu verileri istatistiki olarak analiz etmenizi tavsiye ederim. Kurtuluş, en kısa zamanda “Bilgi Toplumu” olmaktan geçmektedir. Bilgi toplumu olmak ise, öncelikli olarak zihniyet devrimi gerektirir. Unutulmamalıdır ki; gemiyi götürmek için akıl dümenini, fikir yelkenini kullanmak gerekir.