TMMOB Gemi Mühendisleri Odası 44. Dönem Yönetim Kurulu dün akşam kendilerine destek için gelen diğer gemi mühendisi arkadaşları ile birlikte Validebağ’da bir basın açıklaması yaptılar. TOMA’nın ışığı altında yapılan basın açıklaması şöyle:

Basına ve Kamuoyuna;

Ülkemizde uzun bir zamandır, kentsel dönüşüm adı altında rantsal dönüşüm süreçlerinin toplumdaki ayrışmaları ne denli derinleştirdiğine, suni gündemler ile toplumsal uzlaşıya ne denli zarar verdiğine tanık oluyoruz. Toplum gereksiz inatlaşmalar ve ben yaptım oldu temelli yaklaşımlar ile gerilmek ve kutuplaşmaktadır. 

Gezi olayları sonrasında kenti yönetenler "bir durağın adını bile değiştirsek artık halka soracağız" demişlerdir. Ancak; o gün çoğunluğun bilmediği, bugünse unuttuğu “plebisit” gibi kavramlarla toplumun tansiyonunu düşürmeye çalışmışlardır. Kenti yönetenlerin,  bugüne kadar tek bir olumlu adım atmadıkları gibi, biz yaptık oldu tavırlarının sonucu buradayız.

Bizler, Gemi Mühendisleri Odası yönetim kurulu üyeleri olarak “Mühendis” sorumluluğunun, ülkenin ekonomik ve doğal kaynaklarının verimli ve ülke yararına kullanılması gerektiği yönünde yol göstermek bilinciyle:

• Ülkenin gereksiz gerginliklerle karmaşa ortamına düşürülmesine,
• Rant uğruna çevresel katliama dönüşen uygulamaların,  çocuklarımıza miras doğal zenginliklerimize kastetmesine,
• Demokratik haklarını en masum yoldan dile getiren savunmasız sivil halka, devletin resmi emniyet güçlerinin, ceberutça ve orantısız bir şekilde güç uygulamasına,
•  Kenti yönetenlerin kentlinin sesine kulak asmayan uygulamalarına ve yaratılan suni gündemlerle asıl sorunların görmezden gelinmesine,
• Geri kazandırılması çok uzun yıllar alan veya mümkün olmayan çevresel katliamların devam etmesine,
• Demokrasi ile bağdaşmayan yönetim anlayışlarının toplumdaki ayrışmaları ve kutuplaştırmaları daha da istenmeyen boyutlara getirmesine,

DUR demek ve Validebağ'da demokratik talepleri kolluk güçlerince orantısız şekilde engellenen kentlilere desteğimizi sunmak için bugün burada toplandık.

Biz Gemi Mühendisleri Odası yönetim kurulu üyeleri, ülkenin sahip olduğu doğal mirasın sonraki nesillere de aktarılmasına olanak sağlayan, akılcı politikaların hayata geçirilmesi konusunda yetkilileri ve ilgilileri duyarlı olmaya ve toplumu geren, bölen, ayrıştıran, ötekileştiren uygulamalara son vermeye davete ediyoruz.

TMMOB Gemi Mühendisleri Odası

44. Dönem Yönetim Kurulu

VALİDEBAĞ’DA GEMİ MÜHENDİSLERİNİN NE İŞİ Mİ VAR?

Amerikan hükümeti 1820’den itibaren Osmanlı ile ilişki kurmak üzere çaba harcamaya başlar ve 1825’de John Roberts’ı geniş yetkilerle Bab-ı Ali ile görüşmeye gönderir. Önceleri pek olumlu yönde ilerlemeyen görüşmeler 1827’de Navarin’de İngiliz-Fransız-Rus ortak donanması Osmanlı-Mısır ortak donanmasını yok edince yön değiştirir. O zamana kadar Amerikalıları pek dikkate almayan Bab-ı Ali ilişkilerin geliştirilmesi düşüncesine olumlu bakmaya başlar.

1824’de İzmir’de açılmış olan Amerikan Konsolosluğu’nun  yetkililerinin yürüttükleri ve 10 yıla yakın süren çabalar sonucunda 7 Mayıs 1830’da “Dostluk Ticaret, Seyr-i Sefain Anlaşması” imzalanır. Anlaşmaya önem kazandıran ise II. Mahmud’un özel ısrarı ile eklenen bir de “gizli madde” içeriyor olmasıdır… Bu maddeye göre Amerikan tersanelerinde Osmanlı Donanması için gemiler inşa edilecek ve gemilerin aynılarının Tersane-i Amire’de de yapılması için gerekli malzeme, İstanbul’a mühendis, işçi ve teknik bilgi ile birlikte gönderilecektir.

Anlaşmanın bu maddesinin Amerikan Senatosu tarafından reddedilmesi üzerine II. Mahmud’un sert tepki göstermesi, Amerikalıları başka bir yöne yöneltir. Birkaç gemi mühendisini göndererek reddedilen maddeyi başka bir biçimde işletmeyi düşünürler. John Eckworth adlı bir gemi mühendisi kendi eseri olan  The United States adlı korvet cinsi gemi ile gelir ve bazı görüşmelerden sonra bir rapor hazırlar. Raporda, Osmanlı Devleti’nin deniz gücünün çağdaş düzeye çıkarılması için yetenekli Türk gençlerinden ‘mimar’lar yetiştirilmesi ve bunlara son 25 sene içerisinde gemi yapımcılığında meydana gelen gelişmeleri ve özellikle “dağ ve koruların kereste kesim usullerini” öğretmek gerektiği belirtilmektedir.

Yanlış kesim sonucunda doğanın tahrip edilmemesini de amaçlayan bu yaklaşımın dayandığı temel anlayış, daha sonra da gelişerek, günün koşullarına uyarlanarak sürüp gitmiştir. 1954’de kurulan GMO, kurulur kurulmaz bir yandan Türk Loydu’nu hayata geçirmek için çalışmalara başlarken; bunun bir gereği olarak “Ahşap Gemilerin İnşa Kuralları”nı hazırlayıp yayınlamıştır. Öncesinde ve 70’lerin başlarında, gemi yapımı için Orman Bakanlığı’ndan kereste tahsisi isteyen girişimciler, GMO’nun belirlediği kurallara göre hesaplanan firelere göre hazırlanan ve GMO’nun düzenlediği “Ahşap Malzeme Tahsis Belgesi” ile başvurmak zorundaydılar. Ahşabın yerini, çelik ve giderek diğer malzemeler alsa bile, çevreci temel anlayış hiç değişmemiştir. Pek bilinmez ama, günümüzün EcoShip, GreenShip olarak adlandırılan yeni konseptini yıllar önce ilk gündeme getiren kişi, GEMİ DİZAYNI kitabıyla tasarıma “ekonomik parametre”yi de eklemek suretiyle dünyada yankı uyandıran,  mesleğimizin  kurucusu değerli  hocamız Ord. Prof. Ata NUTKU’dur.

İşte bu nedenle ormanlar ve ağaçlar, biz Gemi Mühendisleri için ÖNEMLİDİR.

www.virahaber.com