Bu yıl tatilinizi denizde geçirmek isterseniz bu filodan bir tekne kiralamanız yeterli... Nasıl mı? İşte yeni başlayanlar için mavi tur notları...

Bir hafta boyunca o pırıl pırıl koy sizin bu harika orman bizim, havasında geçecek bir serüven fikrine sıcak bakıyorsanız, bu yazıyı okumaya devam edin. Sonra belki bir charter turu ayarlar ve kendinizi koylara bırakırsınız... Motor Boat &Yachting Dergisi nisan sayısında yeni başlayanlar için mavi tura çıkmanın püf noktalarını anlatıyor...

Önce üç, beş arkadaş anlaşın ve Ege ya da Akdeniz'in mavisine süzülmeye hazır bir charter teknesi kiralayın. Emin olun bütçenize, keyfinize, ihtiyaçlarınıza, nüfusunuza ve takviminize uygun bir tur mutlaka vardır. Dünyanın en güzel charter rotalarından bir kısmının üstünde yaşıyorsunuz nihayetinde. Üstelik şu an yaklaşık 12 bin yüzer yatak kapasiteli, çeşit çeşit teknenin bulunduğu bir aleme adımınızı atmak üzeresiniz.

MEKÂN SINIRLI, DOĞA SONSUZ

Gino Yat'tan Irmak Gümüşbaş, "Çiçeği burnunda tekne tatilcisi her şeyden önce beş yıldızlı, her şey dahil bir tatile gitmediğinin farkında olmalı" diyor. Çünkü teknede imkânlar, kaynaklar ve mekân kısıtlı. Öte yandan zaman huzurlu bir koyda sonsuza uzanıyor, manzara sınırsız seçeneklerle akıyor; oksijen, berrak deniz suyu, taze balık, yıldızlı gökyüzü ve parlak Akdeniz güneşini ne kadar kullanacağınız size kalmış. Gerçi seçtiğiniz tekneye göre bu sınırlamalar da esnemeye müsait oluyor. Zira artık tekne dediğiniz şeyin standartları tatil köylerininkini de zorluyor.

Halikarnas Balıkçısı ve arkadaşlarının "Macera" adlı tekneyle başlayıp "Hürriyet"le devam eden Mavi Yolculuk deneyiminin yeri elbette ki ayrı. Zira Türkiye'de yat turizmi o emektar ve sade teknelerin açtığı yolu izleyerek dünyanın en iyileri arasına girdi. Zamanla, özellikle de 90'lardan sonra bu Mavi Yolculuk fikri etrafında palazlanan sektöre yerli üretim, yeni, büyük ve güçlü tekneler ve profesyonel, kurumsal işletmeler katıldı. Bugün Türkiye dünyanın en büyük charter tekne filolarından birine sahip.

Aslına bakarsanız bu konuda uzman olmanız da gerekmiyor. Bütün ihtiyacınız ne istediğinizi ifade edeceğiniz bir uzman, yani güvenilir ve işinin ehli bir charter acentası bulmak. Onlar, hayalinizdeki tatil senaryosunu filme çeker, size de oturup keyifle izlemek kalır.

SEÇENEKLER
. Charter hizmeti veren, günlüğü 4 bin Euro'dan başlayıp 15 bin Euro'lara uzanan 40-50 metre boylarında tekneler de mevcut. Daha mütevazı, ekonomik, ama yine benzersiz bir deneyim vaat eden, günlüğü 900 Euro'dan 3 bin Euro'ya fiyatlarda, 17-30 metre arası tekneler de var elbet.
. Tekneleri standart, lüks, delüks ve süper lüks diye kategorize etmek mümkün. Standart sınıfındaki tekneler genellikle 17 ile 30 metre arasında, klimasız ve 20'li yaşlarda oluyor. Her odasında iki kişinin kalabildiği, kiralama bedeline dahil fiks bir yemek listesi bulunan yüzen bir pansiyon düşünün. Bu sınıfta tuvaletler marin (pompalı), elektrikli ya da ev tipi olabiliyor. Diğer sınıflardaysa teknelerin tümü klima, ev tipi tuvalet ve duşa kabinle donatılmış. Sınıflandırma işinin bundan sonrası zaten ağırlıklı olarak teknede verilen hizmetlerle belirleniyor. Bu anlamda süperlüks kategorisi, sunduğu konfor ve kalite açısından beş yıldızlı bir otele eş; fiyatları da tabii.

Tatil senaryonuzu hazırlarken seçeceğiniz teknenin boyu posu, endamı ve yaşı kadar, aklınızda tutmanız gereken başka özellikleri de var. Örneğin Noyan Mutlugil'in hatırlattığı üzere charter'da genel kanının tersine, yeni tekne demek ille de iyi tekne demek değil. "Çalışmış ve oturmuş tekne her zaman daha iyidir" diyor.

virahaber.com / Habertürk