Ülkelerin tarihlerinde çok önemli dönüm noktaları vardır. Bu yıl 100. Yılını kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinde ise 19 Mayıs 1919 tarihi yatmaktadır. İşgal altındaki İstanbul’dan Bandırma Vapuru ile Anadolu’ya yola çıkan Mustafa Kemal ve arkadaşları, Samsun’da Milli Mücadelenin ilk kıvılcımını yakmışlardır. Atatürk, İstanbul’dan ayrılırken kafasındaki düşünceleri, milli egemenliğe dayalı, kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak olduğunu belirtirken, “Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. Dolayısıyla ya istiklal ya ölüm!” sözleriyle ifade etmiştir. 19 Mayıs’ta başlayan bağımsızlık mücadelesi, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin kuruluşu ile taçlanmıştır.

Geride bıraktığımız 104 yılda Türkiye Cumhuriyeti, her alanda çok önemli gelişmeler gösterdi. Dünyanın saygın ve büyük devletleri arasında yerimizi aldık. Genç bir delikanlı olan 100 yıllık Türkiye’nin önünde hâlâ büyük adımlarla yürünmesi gereken yollar uzanmaktadır. Atatürk’ün Türk denizciliğini işaret ederek söylediği “Toprakların ucu deniz olan bir ulusun sınırını, halkının kudret ve yeteneğinin hududu çizer” sözü, bize ihtiyaç duyduğumuz geniş bakış açısını, engin hedefi ve cesareti vermektedir.

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yılında, Büyük Önder Atatürk ve kahraman silah arkadaşlarına, şehit ve gazilerimize şükranlarımızı sunuyor, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını gençliğin coşkusuyla kutluyoruz.

Vira Haber