Türkiye'de RES 4.0 Dönemi Başladı

Doç. Dr. Cenk Sevim, yenilenebilir enerjiye küresel ölçekte 235 milyar dolar yatırım yapıldığını belirterek, santrallerde kullanılan teknolojilerin baş döndürücü hızla geliştiğini, Türkiye'deki yatırımların da bu dönüşümü yakından izlediğini söyledi.

Rüzgar enerjisi sektörü, yüksek mühendislik ürünü dijital akıllı teknolojilerinin dünyada ilk ve en hızlı şekilde hayata geçirildiği sektörlerin başında geliyor. Türkiye’de de 8 bin 300 Megavat kurulu güce sahip olan RES yatırımları da, dünyadaki en yüksek teknoloji ürünü makine ve ekipmanları kullanıyor. Dışarıdan bakıldığında, 'rüzgar esince dönen ve elektrik üreten makinalar' gibi görünen Rüzgar Enerji Santralleri (RES), sahip oldukları yüksek teknolojili sensörler ile onlarca parametredeki binlerce veriyi 7 gün 24 saat veri toplayarak analiz edebiliyor.

Sektöre adım atmak isteyen her seviyedeki profesyonele online eğitim sağlayan ve Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (YÜSEM) onaylı sertifikalandırma fırsatı sunan Windbaba'nın eğitim başlıkları arasında, santrallerde kullanılan akıllı teknolojiler ve enerji üretimlerine etkisi de bulunuyor. Doç. Dr. Cenk Sevim, 2020 yılında tüm dünyada yaşanan pandemi etkisine rağmen yenilenebilir enerjiye küresel ölçekte 235 milyar dolar yatırım yapıldığını belirterek, santrallerde kullanılan teknolojilerin baş döndürücü hızla geliştiğini, Türkiye'deki yatırımların da bu dönüşümü en yakından izleyen yatırımlar arasında yer aldığını söyledi.

RES'LER SADECE ENERJİ ÜRETMİYOR, 7/24 ON BİNLERCE VERİ TOPLANIYOR

Operasyonda olan rüzgar türbinlerinde yer alan yüzlerce sensörden, gerçek zamanlı olarak on binlerce, yüzlerce verinin toplanıp depolandığına dikkat çeken Sevim, "Rüzgar Enerji Santralleri (RES) artık sadece enerji üretmiyor. Üzerlerinde yer alan yüzlerce sensör; meteorolojik verilerden rüzgar şiddetine, elektrik şebekelerindeki yoğunluktan, enerji üretim tahminlerine kadar kadar yüzlerce veriyi 7 gün 24 saat ölçüyor. Akıllı elektrik şebekelerine olan yönelim ile birlikte rüzgar enerjisi sektöründe de akıllı teknolojiler ve dijitalleşme kullanılmaya başlandı. Bu alanda kullanılan akıllı teknolojilerin uygulama alanlarından ikisi büyük veri analizi ve yüksek doğruluk seviyesinde enerji üretim tahminidir. Bu verilerin paylaşımında veri birleştirme ve veri madenciliği metotları öne çıkarken, santrallerin operasyonel verimliliği artıyor, işletme ve bakım maliyetleri azalıyor" dedi.

ENERJİ POLİTİKASI KADAR ÖNEMLİ

Rüzgar enerjisinde kurulu gücün ve İzmir örneğinde olduğu gibi santrallerin bölgesel yoğunluklarının artması sonucunda, elektrik şebekesindeki stabilitenin korunabilmesinin hayati önem taşıdığına dikkat çeken Cenk Sevim, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bir ülkenin enerji sisteminde hangi kaynaktan, ne zaman, ne kadar ve hangi verimlilikte enerji üretilebileceğinin bilinmesi, o ülkenin enerji politikalarının belirlenmesi kadar esaslı bir sorundur. Özellikle kısa dönemli enerji üretim tahminin yüksek doğruluk oranıyla yapılması bu açıdan büyük önem taşıyor. Enerji üretim tahmininde doğruluk oranın yükseltilebilmesi için sahaya özel rüzgar hızı modelinin doğru analiz edilmesi gerekiyor. Günümüzde rüzgar hızı modellerinin kurgulanmasında süper bilgisayarlardan yararlanılıyor. Oluşturulan rüzgar hızı modellerine türbinlerin operasyonel karakteristiklerinin de eklenmesiyle rüzgar santralleri için proaktif bakım sistematikleri oluşturulmaya başlandı. Bu model ve sistematiklerin kullanılmasıyla rüzgar santrallerinin operasyonel verimlilikleri önemli oranda yükseltilebiliyor."

Vira Haber

ENERJİ Haberleri

Marmara Ereğlisi LNG Terminali Enerji Arzı İçin Mesai Yapıyor
Türkiye Stratejik FSRU Tesisleriyle Adından Bahsettiriyor
Brent Petrolün Varil Fiyatı Ne Kadar Oldu
Keşiflerin Fatih'i Karadeniz'de Sondaja Devam Ediyor
‘Rüzgar Santralleri Orta Anadolu'ya Yayılmaya Başlıyor’