Bu ödüllerde ekibiyle birlikte büyük emeği olan tekne sahibi Tulya Tabak ödüllerin yol hikayesini bizimle paylaştı.
Tüm Yat İşletmecileri Yatırımcıları Broker ve Acenteleri Derneği (TYBA) ile D-Marin Göcek Marina iş birliğinde Fethiye'de düzenlenen “6. TYBA Yacht Charter Show”da bu sene “Su Yarışması” yapıldı. Bu sene Tyba Yacht Charter Show’da En İyi Masa Sunumu (Best Table Presention) ödülü ile birlikte, Su Tasarım Yarışması’nda Su Tasarım Yarışması Onur Ödülü’nü alan Barbaros Yatçılık’a ait Babylon Teknesi’nin sahiplerinden Tulya Tabak ile özel bir röportaj yaptık. Yarışmaya çok kısa sürede hazırlandıklarını anlatan Tulya Tabak; “Ekibimizle bu yarışmayı duyunca her zamanki gibi bir farklılık yaratmak istedik. Çünkü MS Babylon Teknesi bizim göz bebeğimiz. Benim de kızım gibi. Hem içini hem dışını ben dekore ettim. Bütün aksesuarlarını, servis ekipmanlarını seçtim. O yüzden ayrıca özeniyorum bu tekneye” dedi.
Her zaman kadın elinin değdiği işlerin mükemmel olduğuna inandığını vurgulayan Tulya Tabak; “Şirketimizin sahibi Sayın Barbaros Güneş de aynı şekilde kadınlara çok güvenir. Ekibini de kadınlardan oluşturur. Onların detaycı görüşünü çok beğenir. İstediğimizi yapmamıza fırsat tanınıyor, destekleniyoruz. O yüzden de mutlu bir şekilde hep beraber uğraşıyoruz. O da işimize yansıyor tabii ki. Bu yarışmayı duyunca çok farklı bir şey yapmamız gerektiğini düşündük. Ayça Hanım tarifleri araştırdı. Çok az niş, az bulunan, rastlanmamış tarifleri kendisi buldu. Biz de bunların arasından seçim yaptık. Zaten Babylon Teknesi deniz suyu kullanıyor. Deniz suyunu önce kullanım suyuna, daha sonra içme suyuna çeviren makinelerimiz var. Buna çok önem veriyoruz. Plastik kullanımı istemiyoruz” şeklinde konuştu ve şöyle devam etti: “Arıtma ekipmanları tabii ki tekne bünyesinde. Bu şekilde çevreyi korumaya bir katkımız olduğunu düşünüyoruz. Küçük de olsa diğer teknelere de örnek olmak istiyoruz. Hem çevre duyarlılığı açısından hem de görsel kirlilik oluşturduğu için plastik kullanımını istemiyoruz. Çünkü siz ne kadar güzel sofralar kurarsanız kurun, plastik mavi şişeler geldiği anda o dekor maalesef alt üst oluyor. Babylon'da bu sistemin olmasına özellikle mutluyuz”.
Anadolu’nun Kadim Ritüeli’nden Su Yarışması’na…
Su Yarışması için özel bir masa hazırlamış olan Tulya Tabak’a hazırladıkları suyun hikayesini sorduk. İşte Tulya Tabak’ın anlattığı ve yarışmada Onur Ödülü alan o suyun hikayesi: “Antik zamanlarda Anadolu'da da taş dibi suyu denilen bir su var. Aldıkları suyu toprak kaselerde doğal taşlarla – ışığı ve ısıyı çekebilmesi için özellikle volkanik taş olması önemli – ay ışığında bekletiyorlar bütün gece. O yüzden suyumuzun adı Ay Işığı Mistik Suyu zaten. Bu suyu hazırlarken, bir gece önce toprak kasede ve volkanik taşla birlikte ay ışığında bekledi. Bir kasemizde Nisiros'tan getirdiğim bir volkanik taş vardı. Diğer kasede de bizim volkanik dağımız Sarıkamış’tan topladığım obsediyenler vardı. Su; taşlarla, dağ kekiği ve dağ nanesiyle bekliyor. Bu şekilde ertesi güne ulaştığımızda da öğle sıcağında bir saat güneş ışığında ısınıyor. Bunun sonucunda kaynak suyu özellikleri kazanıyor. Hatta bu su bir müddet bekletilirse zemzem suyu nitelikleri kazandığı da söyleniyor. Bu Anadolu'nun kadim bir ritüeli. Biz öncelikle bunu uygulamak istedik. Daha sonra suyu süzüp, bu sefer kendi mistik suyumuzun içeriklerini eklemeye başladık. Bunlar da genelde çiçek ağırlıklı. Portakal çiçeği suyumuz var. Hindistan cevizini kırıp içinden aldığımız doğal suyu var. Herhangi bir şekilde konsantre hazır bir ürün değil. Zaten bütün kullandığımız malzemelerin doğal hallerini de masamıza koyduk. Hindistan cevizini kırdık, bunun suyunu ekledik şeklinde. Lavanta balımız var. Akça Ağacının yapraklarından elde edilen şuruptan var. Kurutulmuş yaseminler damıtılıyor, çay haline geliyor. Ekinezya çiçekleri aynı şekilde ve gül yaprakları… Bunlardan birer ikişer kaşık var içinde, çok az da limon ve bir altın dokunuş, siluet versin diye de zerdeçal var. Aynı zamanda antioksidan etkisi oluşturuyor, bu malzemelerin hepsinin sağlığa faydaları büyük. En son cam bir imbikle yüzde yüz doğal, gerçek, saf gül suyu kullanıyoruz. Çok az bir gül suyu ve gül tomurcuklarıyla süsleyip servis ediyoruz. Böyle çiçek ağırlıklı suyumuz olsun istedik. Çünkü biz Babylon'u kraliçemiz olarak görüyoruz. Ona layık bir su, sunum olsun istedik”…
Yabancı jüri heyetinin masayı çok güzel bulduğunu belirten Tabak; jürinin bunu bir su tadımı gibi değil de adeta bir tiyatroya benzettiklerini söylediler.
Ay Tanrıçası Selena'nın resmiyle tarifimizi, suyumuza neden bu ismi verdiğimizi anlattığımız özel kartonetler bastırdıklarına dikkat çeken Taulya Tabak; “Çünkü ay ışığı olunca Ay Tanrıçası’nı anmadan olmaz. Selena'ya ithaf ettik suyumuzu. Jüri çok etkilendi. Hatta ‘Sunum harika; hayatımızda bize böyle bir içecek hiç ikram edilmemişti’ dediler. Bu bizi çok mutlu etti tabii”.
En İyi Masa Sunumu (Best Table Presention) ödülünü alan, özel olarak hazırlanan sunum masasının tasarımından da bahseden Tulya Tabak şunları söyledi: “Renk uyumu, simetrisi ve malzeme uyumu çok önemli. Teknemiz personeli de buna alışıyor, bunu kabul ediyor ve öyle kullanıyor. Mesela kahvaltı takımının bir parçası, akşam yemeğinin bir parçası ile beraber asla kullanılamaz. Bizim teknemizde sabah, öğlen, akşam, akşamüstü hepsinin ayrı takımları var. Bütün dolaplar dolu. Burada yediğimiz her şeyin lezzeti, malzemeleri, görseli de çok güzel.
En organik, en sağlıklı, en temiz şekilde temin ediyoruz. En güzel ürün neredeyse oradan alıyoruz. Peynirimiz, zeytinimiz, yağımız… Her türlü malzememiz, çerezimiz, lokumumuz hangisi en güzel, en kaliteli, en safsa o. Bütün sezonda da bu böyle devam ediyor. Her turumuzda misafirlerimizi bu şekilde karşılıyoruz. Çünkü benim anlayışım da Barbaros Bey'in anlayışı da bu. Biz bir tekne turuna gitmiş olsak ne görmek isteriz? Çevremizde ne olsun isteriz? Neyimiz eksik olursa, mutsuz oluruz o tatilden? Bunları düşünüp onu tamamlamaya çalışıyoruz. Bizim teknemizde özel bir kutumuz var mesela. Bir hanım misafirimiz cımbızını, törpüsünü unutmuş olabilir. Denizin ortasına nereden tedarik edecek? Bize sorduğunda yok diyemeyiz. Bizim teknemizde hayır, bizde yok sözü olmamalı. O yüzden özel bir çabayla, özel bir hazırlıkla sezona hazırlanıyoruz. Yani ilkyardım çantamız da, tedarik çantamız da böyledir”.
“Babylon'un İmza Suyu”
Su yarışmasına hazırlanan suların hacrinde sunum masasının hemen arkasında yer alan değişik meyve ve sebzelerle hazırlanan sularda da farklı özellikler bulunuyor. Tulya Tabak bu suları bakın nasıl anlattı: “Normalde günlük çıkardığımız sularımız da çok güzel. Bu sene Ayça Hanım'ın katkısıyla gezdiği fuarlardan da çok güzel doneler aldık. Biz de onlardan faydalandık. Kolajenli Smoothie’ler yaptık. Daha önce normal smoothie’lerimiz vardı ama şimdi kolajen kullanıyoruz; hem kas, hem cilt sağlığı, hem de kadınların mutluluğu için çok önemli olduğundan kolejenli hazırladık sularımızı. Belki de Türkiye'de bir ilke imza attık. Onun dışında da her gün farklı iki çeşit su çıkarıyoruz. Bunlarda da organik meyveleri, taze bitkileri; karanfil, anason, tarçın gibi baharatları kuru çiçek halleriyle, tohum halleriyle kullanıyoruz. Ama Babylon'un imza suyu, bugün sunduğumuz su diyebilirim. Bu çok özel bir su oldu. Çünkü içinde Aloe Vera bitkisinin
dalları var. Aynı zamanda aloe vera suyu, lime parçaları, taze biber, taze kekik var. Ama en büyük sürpriz halk dilinde kaynanadili denen, ama bizim mısır inciri dediğimiz, meyve veren bir kaktüs tipi var. Çok bilinmez fakat meyvesi çok faydalıdır. Çok fazla bitkide bulunmayan bir madde içerir. Biz onu da katarak, suyumuzu hem faydalı, hem de görsel açıdan farklı hale getirdik. Artık o Babylon'un imza suyu”.
Yacht Charter Show’un nasıl geçtiğini ise şu cümlelerle özetledi Tulya Tabak: “Bizim açımızdan çok keyifli geçiyor. Çünkü biz zaten bu sunumları, kurulumları yapmayı, davetler vermeyi, misafir ağırlamayı çok seviyoruz. O yüzden keyifli geçiyor. Çok keyifli geçen bir şarap tadım gecemiz oldu. Bu tekne aslında 10 misafir, en fazla 12 misafir ağırlayan, 5 kamaralı özel bir tekne. Ama biz 100 kişiden fazla misafire ikram yaptık. Lokal üreticileri desteklemeyi çok seviyoruz, kullandığımız ürünleri onlardan tedarik ediyoruz. Buna özen gösteriyoruz”.
“Babylon Benim Kızım Gibi, Gözbebeğim”
Tulya Tabak sözlerini şöyle tamamladı: “Babylon’u çok seviyorum. Benim kızım, gerçekten göz bebeğim. Her detayıyla birebir ilgilenmek çok hoşuma gidiyor. Hatta ilk birkaç hafta ekibimiz bana videolar, fotoğraflar gönderiyor. Çünkü dizayn ettiğim ve aldığım için bütün ürünlerin, neyin neyle kullanılacağına özen gösteriyorum. Misafirleri mutlu etmek, şaşırtmak; bu tekne bizi evimizde hissettiriyor, sofistike bir ortam var demeleri çok hoşuma gidiyor çünkü Türkiye'yi tanıttığımızı düşünüyorum”.
Babylon Teknesi’nde tüm Show boyunca bizleri çok güzel ağırlayan başta Barbaros Yacht’ın sahipleri Barbaros Güneş, Tulya Tabak ve aşçısından, sosyal medyacısına, Sevgili arkadaşım Melahat’tan Ayça Hanım, Ümit Bey’e kadar herkese çok teşekkür ederiz.
Haber-Söyleşi: Ayşe Olcay