Müstakil bir ‘Denizcilik Bakanlığı’ olmalı

Bkanlık'tan denizcilik isminin çıkarılmasını değerlendiren Çakır ‘’Aksaklıklar zaman içerisinde düzeltilecektir. Biz denizciliğin içinde olduğumuz için, hep müstakil bir denizcilik bakanlığının kurulması yönünde bir bakış açısına sahibiz’’ dedi.

İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır ile konuşmamıza devam ediyoruz. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan denizcilik isminin çıkarılmasını değerlendiren Çakır ‘’Aksaklıklar zaman içerisinde düzeltilecektir. Biz denizciliğin içinde olduğumuz için, hep müstakil bir denizcilik bakanlığının kurulması yönünde bir bakış açısına sahibiz. Buna hep inandım, hala o görüşteyim’’ açıklamasını yaptı.

-Denizcilik sektörü bir süreç yaşadı. Önce müsteşarlık vardı, daha sonra Ulaştırma Bakanlığı’nda genel müdürlükler seviyesi oluştu, ardından bakanlığın ismine denizcilik eklendi. Şimdi de farklı bir isim aldı bakanlığımız, denizcilik ismi kalktı. Sizce uygulama nasıl olmalı?

Ülkemizde yönetim açısından yapısal değişiklikler oldu. Dünyada farklı uygulamalara bakıldı. Sonuçta bir süreç yaşanıyor. Bu aynı zamanda deneme süreci. Aksaklıklar zaman içerisinde düzeltilecektir. Biz öğrencilik yıllarımızdan beri denizciliğin içinde olduğumuz için, hep müstakil bir denizcilik bakanlığının kurulması yönünde bir bakış açısına sahibiz. Buna hep inandım, hala o görüşteyim. Çünkü denizcilik bu ülkenin zenginleşmesi için olmazsa olmaz bir sanayi sektörüdür. Bunu ihmal edersek, gerektiği gibi değerlendirmezsek, ülkenin zenginleşmesi sınırlı olur. Çünkü burada ciddi bir potansiyel var. Cumhuriyet öncesi ve sonrası yerin üstü-altı her taraf kazıldı; otoyollar, köprüler, barajlar orada sınırlı bir büyüme potansiyeli kaldı. Ama denizcilikte halen ülkemiz için hem coğrafi konum itibarı ile hem jeopolitik durum itibarı ile büyüme potansiyeline sahip bir alan var. O bakımdan bunun tekrar, yani bir seferberlik şeklinde masaya yatırılarak, bu potansiyelden nasıl daha fazla pay alırız çalışmaları yeniden yapılmalı. Bu anlamda eksikliğimiz yok. Çok fazla çalıştay, şura, konferans, seminer yapılıyor, ama takip edilmiyor. Çünkü o sistematik; bizim sektörde de, denizciliğimizde de ve aslında genel olarak ülkemizde yok. Bütün bakanlıklar, hepsi bu tip çalışmalar yaparlar. Bugün bir seminerden geldim, yarın başka bir seminer var, her hafta her yerde bir toplantı var, dağılıyoruz. Sonrasında bu çalışmalar ortaya çıktığında, bunun nasıl delege edileceğine, sorunumuzun nasıl takip edileceğinin bir yöntemini bulmak lazım, orada biraz eksikliğimiz var. Bir de ciddi olarak sektörde mükerrerlik yaşanıyor. Deniz eğitimini ele alırsak; sivil toplum kuruluşları çalışma yapıyor, Deniz Ticaret Odası çalışma yapıyor, üniversiteler çalışma yapıyor, başka öğrenci çalıştayları yapılıyor vs... Böyle farklı farklı çalışmalar yapılıyor, oradan da ileri gidemiyoruz. Yani ideal olarak baktığınızda, bu çalışmaların bir yerde birleştirilip, bir üst seviyeye taşınacağı yer Deniz Ticaret Odası olmalıdır. Odada böyle bir kurumsal işleyişin, her şeyin bir muhatabının olması lazım... Bu dönemde, bunu başarmaya çalışıyoruz. Eğitim ve istihdam komisyonu kurduk, bütün çalışmalar orada toplanıyor. Milli Eğitim Bakanlığıyla meslek liseleri üzerinden bir işbirliği protokolü hazırlandı. Oda yönetimi imzaladı, bakanlıktan dönüş bekliyoruz. Alt grupların hepsinde bunun böyle yapılması lazım. Bazen Oda da bu çalışmaları yapıyor, ama paydaşlar tam olarak işin içinde olmuyor. Biz her halükarda odanın genel olarak iş yaptığını ve sonuç aldığını görmek istiyoruz. Yönetmek, netice almak sanatıdır. Yani size oy verenin veya tercih edenin, size üstün teveccüh gösterenin de olaya böyle bakması lazım. Akıllı insanlar neticede ortaya ne çıktı ona bakarlar. O anlamda söylüyorum; yönetmek, aldığınız neticeye kadar sizi başarılı gösterir. Gerisi algıyla sınırlı kalır. Yani sınırlı bir hüsnü kabul görürsünüz. Sonuç odaklı çalışmak lazım… Odaların kurumsal işleyişinde komitelerin iyi çalışması gerekir. Oralardan görüşler, öneriler, altı doldurularak projeler ortaya çıkması önemli. Mecliste değerlendirilip, yönetime havale edildiğinde, yönetimin de bunları uygulaması lazım. Değilse, bunlara bizim düzelmesi yönünde müdahil olmamız gerekiyor.  “Biz söylüyoruz, öneriyoruz, bir şey çıkmıyor, bir süre sonra nasıl olsa bir şey olmuyor” diyebilir herkes. Oysa bu işlerde ısrarcı olmak, süreklilik önemlidir. Bir şey istediysen peşini bırakmayacaksın. Tekrar tekrar ısrarcı olacaksın. O ısrar olmayınca, aşağıdan gevşeme olunca, yönetimler de gevşiyor ve zaman geçip gidiyor. Çünkü hepimiz iş adamıyız zamanımız değerli, bu işlere ciddi zaman ayırıyoruz. Ben en çok şuna yanarım; geldik dört sene hiçbir iş yapmadan gittik, denizcilik tarihinde bomboş bir sayfa. “Toplandılar, yediler, içtiler dağıldılar.” Geçmişte bunları söylediğim için tekrar ediyorum. Bu eleştirileri yaptım, şimdi aynı eleştirilere muhatap olmak beni rahatsız eder.

Yarın: Koster filosunun yenilenmesi

Vira Haber

RÖPORTAJ Haberleri

ESKO Marine Exposhipping’de Denizcilik Temasıyla Sanatı Buluşturdu