Sigortacılıkta iyi hizmet hasarda belli olur

Anadolu Sigorta’nın Gen. Md. Yrd. Levent Sönmez, güçlü pozisyonlarının arka planında “iyi hizmet” olduğunu belirtiyor. Sönmez, “Poliçe hizmetin çok küçük bir kısmı, bir kağıt sonuçta… Sigortacılıkta iyi hizmet hasarda belli olur” diyor.

Anadolu Sigorta’nın Genel Müdür Yardımcısı Levent Sönmez, sektördeki güçlü pozisyonlarının arka planında “iyi hizmet” olduğunu belirtiyor. “Poliçe hizmetin çok küçük bir kısmı, bir kağıt sonuçta… Sigortacılıkta iyi hizmet hasarda belli olur” diyen Sönmez, Anadolu Sigorta’nın her branşta olduğu gibi tekne ve yat sektöründe de hızlı ve iyi hasar ödeyen bir şirket olduğunu söylüyor. Sönmez’e göre Anadolu Sigorta’yı öne çıkaran bir diğer özellik de bu sektörde çok fazla bilgi birikimi, tecrübe ve uzmanlığa sahip olması… Levent Sönmez’le yaptığımız röportajda sigortacılık sektörünün inceliklerini ve Anadolu Sigorta’nın başarısının nedenlerini konuştuk.  Ve bu sohbete biraz soft konuları da eklemeyi unutmadık. Sörf ve yelken sporu yapan Levent Sönmez’in en büyük hayali bir gün kendi teknesine sahip olmak…

Anadolu Sigorta, tekne ve yat sektöründe lider konumda. Sektördeki güçlü pozisyonunuzun nedeni nedir?

Bunun nedeni, Anadolu Sigorta’nın genel anlamda güçlü bir şirket olması. Hem çok ciddi bir marka değerimiz var hem de özel bir sigorta türü olan tekne ve yat alanında bilgi birikimi, tecrübe ve uzmanlığımız fazla. 87 yıllık bir şirketiz, Türkiye’de denizciliğin var olduğu tarihlerden beri bu sektöre sigorta hizmeti veriyoruz. Aslında sadece denizcilik sektöründe değil en son açıklanan verilere göre; yangın, kasko ve genel sorumluluk sigortaları gibi sigortacılığın temel branşlarında da üretimde birinciyiz.

Tekne ve yat sektöründe liderliğimiz biraz daha pekişmiş durumda. Pazar payımız diğer sigorta alanlarına göre bu alanda daha yüksek. Bilgi birikimimiz, tecrübe ve uzmanlığımız ile sektöre iyi hizmet veriyoruz. Bu pozisyon gittikçe daha da güçleniyor. Türkiye’de elementer alanda 50’nin üzerinde sigorta şirketi faaliyet gösteriyor. Bu şirketlerin hepsinin, tekne ve yat sigortaları yapma lisansı var. Anadolu Sigorta olarak, yüzde 40’ın üzerinde pazar payı ile şu anda sektörün lideriyiz. Yavaş yavaş bu alandaki payımızı yüzde 50’nin üzerine taşımayı hedefliyoruz. Bu durum, şirketimize olan ilginin ve memnuniyetin bir ifadesi aslında...

Tabi ki, ürünlerimiz ve hasar hizmetimiz de çok güçlü. Ürünlerde sürekli geliştirmeler ve yenilikler yapıyoruz. O yüzden böyle güçlü bir konumdayız.

Portföyünüzde toplam kaç tekne ve yat müşteriniz var?

Anadolu Sigorta’nın portföyünde şu anda toplam 3.700’ün üzerinde tekne ve yat poliçesi bulunuyor. Bunların 2.500 adetten fazlası gezinti teknesi, yaklaşık 1.200 tanesi de ticari tekne. Yat kısmında sigortalı sayımızı önümüzdeki iki yılda 5.000’e çıkarmayı hedefliyoruz. Ticari tekne ve yük gemisinde ise yeni sigorta yapabilmemiz için filoların büyümesi lazım. Şu anda bu segmentteki sigorta potansiyelinin büyük kısmı bizim tarafımızdan yapılıyor.

Hedeflediğiniz yüzde 50 pazar payına ulaşmak için neler yapıyorsunuz?

Sektöre yönelik hizmetlerimizi ikiye ayırırsak, biri deniz ticareti ile ilgili yük taşıyan gemi ve tekneler, diğeri ise yat sigortaları dediğimiz daha çok ticari ve özel amaçlı gezinti tekneleri. Bizim her iki segmente yönelik ayrı ayrı ürünlerimiz var. Hedefimiz, bu iki segmentin toplamında pazar payımızı yüzde 50’ye yükseltmek. Aslında deniz ticareti ile ilgili kısımda, yani yük taşıyan gemi ve tekne tarafındaki pazar payımız halihazırda yüzde 50’nin üzerinde. Türk deniz ticaret filosu adet olarak 2.000’li rakamlara yaklaştı, Anadolu Sigorta’nın bu alanda sigortaladığı tekne sayısı, diğer ufak çaplı tekneleri de katarsanız 1.200’ler civarında.

Ticari amaçlı büyük yük gemilerinde sigortasız gemiye pek sık rastlamazsınız ama gezinti tekneleri tarafında öyle değil, sigortasız tekne daha fazla. Bazıları gerek duymuyor, bazıları da tekneleri küçük olduğu için veya bütçe ayıramadıkları için yaptırmıyorlar. Sonuç olarak bu alanda yük gemilerinden çok daha yüksek bir sigortasızlık oranı var. Biz gezinti teknelerindeki penetrasyonumuzu yükseltip pazar payımızı biraz daha artırmayı ve toplamda yüzde 50’ye ulaşmayı hedefliyoruz.

Bunun için iki yıllık bir programımız var. Geçen yıl yat sigortaları ürünlerinde bir takım iyileştirmeler yaptık. 2010 yılı başında ise “Yat Asistans Hizmeti”ni devreye soktuk. Bu hizmeti Türkiye’de ilk defa poliçelerine ekleyen şirket Anadolu Sigorta oldu. Yatlara herhangi bir kaza veya hasar durumunda aynı kasko sigortasında olduğu gibi asistans hizmeti veriyoruz. Mesela, teknenin zor duruma düştüğünü ve batma tehlikesi geçirdiğini düşünün. Yat Asistans Hizmeti kapsamında biz hemen bu tekneye kurtarıcı hizmeti sağlıyoruz, gerekirse kaptan temin ediyoruz. Bunun yanı sıra tıbbi ilkyardım ve acil hizmet veriyoruz, mağdur olan sigortalılarımızı otelde konaklatabiliyoruz. Bu hizmetler daha önce yat sigortası kapsamında olmayan teminatlar. Bu hizmetleri ilk defa biz getirdik, daha sonra bizi takip eden şirketler oldu. Yat Asistans Hizmeti bu ürünle ilgili önemli bir iyileştirmedir.

Ayrıca başka bir takım teminat genişletmeleri yaptık. Mesela, yattaki kişisel eşyaların teminat limitini artırdık, ferdi kazayı seçimli hale getirdik, elektronik cihaz teminatında genişletmeler yaptık. Ürünü daha da geliştirerek yat sigortalarının satışını yüzde 30-40 gibi bir oranda artırdık. Artışımız bu şekilde devam ederse halen 2.500’ün üzerinde olan sigortalı müşteri sayımız dört hatta beş binlere çıkacak. Bu şekilde olduğunda da zaten toplamda hedeflediğimiz yüzde 50 rakamına ulaşmış olacağız.

Peki, tekne ve yat poliçelerinde hangi riskler sigorta kapsamına alınmıyor?

Batmadan, karaya oturmaya kadar aklınıza gelen her şey teminat altındadır. Bu açıdan bakıldığında teminat harici olan çok fazla bir şey aslında yok. Bu yüzden teminat kapsamında olmayan riskleri saymak, kapsamda olanları saymaktan daha kolay, çünkü tekne ve yat sigortaları çok geniş kapsamlı ve hemen tüm riskleri içeren sigortalardır. Mesela, bazı makine arızaları teminat haricidir. Makine, tekne veya yatta sürekli çalışan bir parçadır. Bu yüzden makinedeki aşınmalar, yıpranmalar, normal parça değişiklikleri ve bozulmalar eğer bir kaza, darbe veya dışarıdan gelen bir etki sonucu olmamışsa, teminat haricidir. Aynı şekilde sürekli rüzgara maruz kalan yelkenlerin yırtılmaları veya zarar görmeleri eğer bir kaza veya ani bir şey sonucu olmamışsa teminat haricidir. Yarış riskleri poliçeye ayrıca eklenmemişse, yarış sırasındaki kazalar da teminat haricidir.

Biliyorsunuz, denizcilik sektörü uzun bir süredir kriz yaşıyor. Bu süreç sigortacılık faaliyetlerini nasıl etkiledi?

 Krizler sigorta sektörünü bazen direkt bazen de dolaylı etkiliyor. Sadece denizcilik sektöründeki sigortalarda değil, yatırım sigortaları ve araç sigortalarında da olumsuz bir etkilenme söz konusu. Denizcilik sektöründeki sigortalarda ise navlunların düşmesi ve sektörün krize girmesi, doğal olarak primlere ayrılan bütçeleri de düşürüyor. Mesela, ödeme güçlükleri olabiliyor. Gemilere yapılan bakım-onarım masraflarında tasarruf yapıldığı için bizim açımızdan hasarlar artabiliyor.

Anadolu Sigorta olarak kriz sürecinde özel bir prensip veya tavır belirlemedik. Bu dönemde yine denizcilik sektörünün sigorta ihtiyacını karşılayacağız. Ama krizin özellikle tahsilattaki olumsuz etkileri nedeniyle biraz daha esnek, dikkatli ama aynı zamanda sektöre destek olucu şekilde bir tavrımız olabilir. Ben denizcilik sektöründeki krizin 2013’de de devam edeceğini düşünüyorum. Çünkü, kriz dünya ekonomisiyle bağlantılı. Dünya ekonomisinde düzelme olmadıkça denizcilik sektöründe de kriz devam edecek. Ancak 2014’de sektörde bir parça düzelme olabilir görünüyor.

Gemi inşa alanındaki suni talep artışının da krizi tetiklediği söyleniyor. Bu tarz suni yükselme veya balon büyümeler sigortacılık sektörü açısından riskli değil mi?

Tabi, bu sektörde sigorta bedellerinin doğru belirlenmesi çok önemli. Ne çok şişkin ne de piyasanın altında olmalı ki hasar olduğunda mağduriyet olmasın. İki, üç yıl öncesine kadar sektörde inanılmaz bir şişkinlik ve çok büyük navlunlar vardı. Bu durum gerçekçi değildi, sürdürülemez olduğu belliydi.

Arz ve talepte suni yükselme veya şişkinlik olduğu zaman, gemi bedellerinde de aşırı bir yükselme oluyor. Bu dönemlerde tekne ve yat değerlerini artırma talepleri geliyor. Biz dikkatli bir şekilde hareket ederek, mümkün olduğu kadar doğru bedeli tespit etmeye çalışıyoruz. Kriz döneminde de gemi, yat veya tekne bedellerinin düşürülmesi gerekebilir. O zaman da onu yapmak lazım. Ama bu kriz de uzun sürdü. Sektörün artık para kazanması gerekiyor.

Denizcilik sektörü neden sizi tercih ediyor? Sektöre bugüne kadar sağladığınız katkılardan da bahsedebilir misiniz?

Bu sektördeki ilişkilerimiz iyi. Ben dahil Anadolu Sigorta’nın konuyla ilgili çalışan ekibi de çoğunlukla sektörün içinden geliyor. Meslek ve çevre olarak denizciliğe yabancı olmayan insanlar olduğumuz için aynı dili konuşuyoruz, iletişimimiz iyi…

Sektörün bizi tercih etmesinin diğer önemli bir nedeni de, iyi hizmet veriyor olmamız. İyi hizmetten kastım şu; sigortacılıkta iyi hizmet hasarda belli olur, poliçe bir kağıt sonuçta… Poliçe üretmek hizmetin küçük bir kısmıdır. Esas hizmet hasar olduğunda veriliyor. Anadolu Sigorta, hasarda her branşta olduğu gibi tekne ve yat sektöründe de hızlı ve iyi hasar ödeyen bir şirket. Denizcilik sektörü kendi içinde küçük bir sektör olduğu için bu hizmetlerimiz kulaktan kulağa yayılıyor. Hizmetten memnun olan müşterilerimiz diğerlerine de söylüyor. Ayrıca tekne sigortalarında sağlanan teminatlarımız geniş, ürünlerimiz kapsamlı. Sonuçta, iyi olmak için her türlü nedenimiz var ve Anadolu Sigorta doğal olarak tercih edilen bir marka.

Biz sigortacı olarak bugüne kadar görevimizi yaptık, bundan sonra da yapacağız. Sigortacının görevi; sigorta teminatı kapsamında herhangi bir ani kayıp veya kaza karşısında sigortalının kaybını karşılamak ve sermayesi zarar görmeden faaliyetine devam etmesini sağlamaktır. Biz teminata giren her hasarda bu görevimizi yerine getiriyoruz. Bu anlamda denizcilik sektörüne de katkımız oldu. Anadolu Sigorta, uluslararası basın kuruluşu Lloyd’s List’in 2009 yılında gerçekleştirdiği denizcilik ödülleri kapsamında sektöre destek veren yan sektörler arasında en iyi hizmeti sağlayan “Yılın Denizcilik Servis/Hizmet Şirketi” ödülünü aldı.

Sosyal sorumluluk projelerinde de oldukça aktifsiniz. TURMEPA’yla geçen yıl bir proje gerçekleştirdiniz. Yeni projeler var mı?

Şirketimizin sosyal sorumluluk kapsamındaki en büyük projesi “Bir Usta Bin Usta”. Denizcilik sektörüyle ilgili değil ama ödüller alan başarılı bir proje. Denizcilik alanındaki sosyal sorumluluk projemiz ise geçen yıl DenizTemiz Derneği -TURMEPA ile imzaladığımız protokoldür. Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir çevre bırakabilmek amacıyla yaptığımız her sigorta poliçesinden belli bir payı TURMEPA’ya aktarıyoruz. Projede ikinci yılımıza girdik. Çevreye olan hassasiyetimizi göstermek ve aynı zamanda denizcilik sektörüne de destek olmak için bu projeyi hayata geçirdik.

Sosyal sorumluluk projeleri dışında denizcilik sektöründe düzenlenen tekne ve yat fuarlarına katılıyoruz. Fuarlarda hem Anadolu Sigorta’nın tanıtımını yapıyoruz hem de katılanlara tekne ve yatlarda kullanabilecekleri bilgilendirici kitapçıklar, fener gibi küçük promosyon malzemeleri dağıtıyoruz.

Yat ve tekne deyince akla keyif, tutku ve lüks geliyor. Sizin denizle aranız nasıl?

Bir kere denizcilik virüsünü alan kişi bir daha denizden kopamaz. Yat tutkunları da öyle… Çok masraflı, vakit ayrılması gereken bir hobi. Zamanınızı, belli bir parayı mutlaka ayıracaksınız ama size karşılığını da veriyor. Deniz üzerinde seyir yapmak, özellikle yelken seyri, denizle uğraşmak, doğayla uğraşmak çok zevkli… Yat ve tekne tutkusu bir yaşam tarzı aslında. Sosyal çevresi, dostlukları, dili farklı. Kullanılan eşyalar bile farklı. Mesela, denizci tarzı diye bir şey var, renkleri mavi-beyaz. Bu ince detaylar deniz keyfini özel kılan, çekici kılan taraflar…

Türkiye’de son zamanlarda yat ve teknelere ilgi arttı. Sebebi de seçeneklerin ve imkanların artması. Fuarlarda görüyoruz, 3 bin TL’lik tekne de var, 3 milyon dolarlık tekne de… Bu alana ilgi duyan bir kişi 3 bin lira para harcayıp kıyısından köşesinden girebilir, en azından suyun üstünde durabilecek bir tekneye sahip olabilir.

Peki, tekneniz var mı?

Hayır ama istiyorum. En büyük hayallerimden bir tanesi… Sörf ve yelken sporu yaptım, spor tekne gibi uğraşılarım oldu ama sürekli olarak yaptığım bir şey değil. Kendi teknem olursa yapabilirim ama ilerisi için düşündüğüm ve uğraşmak istediğim şeylerden bir tanesi.  

virahaber.com

RÖPORTAJ Haberleri

ESKO Marine Exposhipping’de Denizcilik Temasıyla Sanatı Buluşturdu