1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Zenginliklerimiz Kızıldeniz'e alternatif
Zenginliklerimiz Kızıldeniz'e alternatif

Zenginliklerimiz Kızıldeniz'e alternatif

Türkiye'nin arkeolojik zenginliğini kullanması halinde Kızıldeniz'e alternatif olabileceği belirtildi.

A+A-

Antik kentlerine her yıl milyonlarca turisti çeken Türkiye'nin su altındaki tarihi zenginliklerini ziyarete açması halinde dalış turizminde popüler konumda olan Kızıldeniz'e alternatif olabileceği belirtildi.

Turizmde dünya liginde ilk sıralarda yer alan Türkiye, turizmin niş alanlarından olan dalış turizmi konusunda da gelişimini sürdürüyor. Kaş başta olmak üzere Fethiye, Bodrum, Marmaris, Kuşadası ve Ayvalık'taki dalış alanlarına her yıl binlerce turisti çeken Türkiye'de turistik tesislerin yoğunlaştığı hemen tüm bölgelerde dalış merkezleri açılmaya başladı.

Türkiye'nin dalış turizmi potansiyelini değerlendiren Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Başkanı İnkılap Obruk, dalış için Türkiye'yi tercih eden turist sayısının 17-18 binden son yıllarda 40 bine yakın rakamlara ulaştığını, dalış turizmini canlandırmak amacıyla dalış merkezlerinin kalitesinin artırılması ve tanıtım konusunda yoğun çaba sarfettiklerini söyledi.

Dalış yapanların ilgi alanların çok farklı olduğunu, deniz canlılarını görmek isteyenlerin yanı sıra mağara veya batıkları kefşetmeyi seven insanların da bulunduğunu belirten Obruk, Kızıldeniz'in tropik zenginliği ve dalgıçlara rengarenk deneyimler sunması nedeniyle yılda 1 milyon kişyi çektiğini kaydetti.

Mısır'da yaşanan istikrarsızlık nedeniyle Kızıldeniz'in eski popülaritesini koruyamadığını anlatan Obruk, Türkiye'nin tropik sulara sahip olmaması, Kızıldeniz'e göre daha kısıtlı su altı canlılığının bulunmasına rağmen tarihi zenginliğiyle iddialı olabileceğine ifad etti.

Ege ve Akdeniz kıyılarında antik çağ ve yakın çağa ait çok sayıda batığın bulunduğuna işaret eden Obruk, bunlardan dalış izni verilen gemi batıklarının çok sayıda turisti çektiğini kaydetti.

Son alarak Karasu açıklarında bulunan ve 2. Dünya Savaşı sırasında batan Alman U 20 denizaltısına Almanya'dan çok sayıda dalgıcın geldiğine dikkati çeken Obruk, "Ege ve Akdeniz'de su altındaki en büyük zenginliğimiz tarihimiz. Burada çok sayıda batık kent ve savaş gemisi batığı var. Batık kentlerin korunması konusundaki görüşlere biz de katılıyoruz. Ancak en azından bir kaç noktada kazı çalışmalarını tamamlayarak dalışa açabilmeliyiz. Kültür ve Turizm Bakanlığı'na Bodrum'daki Yassıada için başvurduk. Dalgıçlar için muazzam bir deneyim sunabilecek güzelliğe sahip" dedi.

Çanakkale Savaşı batıkları

Kendisinin de bir arkeolog olduğunu, halen devam eden sualtı kazılarında görev yaptığını anlatan Obruk, bir çok batık şehirde artık çalınacak bir şeyin kalmadığını gördüğünü de kaydetti. Dalış izni verilmesi halinde bir çok batığın mevcut durumundan daha iyi korunacağına inandığını belirten Obruk, bakanlığın bu konudaki çekinceleri gidermek için çalıştıklarını, bir kaç batık kente dalış izni verilmesi halinde Türkiye'nin dalış turizminde Kızıldeniz'in alternatifi haline gelebileceğini savundu.

Obruk, son olarak Çanakkale Savaşı sırasında batırılan İngiliz savaş gemileri için dalış izni almaya çalıştıklarına işaret ederek, "2015 yılında Çanakkale Savaşı'nın 100'üncü yılını kutlayacağız. Majestik gibi çok önemli gemilerin batıklarına sahibiz. Bu batıklara tüm dünyadan dalgıçların müthiş bir ilgisi var. Ancak şu ana kadar patlayıcı bulunma riski nedeniyle Genelkurmay Başkanlığı tarafından izin verilmedi. Bu konudaki girişimlerimizi sürdürüyoruz" dedi.

Rakip Hırvatistan

Ticari Dalış Merkezleri Derneği Genel Sekreteri ve Kaş Sualtı Derneği Başkanı Yusuf Ziya Şulekoğlu ise Mısır'daki karışıklıklar sonrası dalış meraklılarının yeni adresler aradığını, Türkiye ve Hırvatistan'ın ön plana çıktığını söyledi.

Türkiye'de 400'e yakın dalış merkezi bulunduğunu, sadece Kaş bölgesinde yılda ortalama 60 bin dalış yapıldığını anlatan Şulekoğlu, "Bu rakamı rahatlıkla 200 bin seviyesine çıkarabiliriz. Ancak bunun için aktif tanıtım yapılması ve dalış merkezlerinin hareket alanının genişletilmesi gerekiyor. 3 tarafı temiz denizlerle çevrili ülkemizde bu sektör olağanüsü gelişebilir. Türkiye kıyılarına yönelik büyük bir ilgi var. Bu ilgi Hırvatistan'a kaymadan bu potansiyeli harekete geçirmemiz gerekiyor" diye konuştu.

virahaber.com

Bu haber toplam 1202 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.