1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Akdeniz göçmenlerin bekleme salonu oldu!
Akdeniz göçmenlerin bekleme salonu oldu!

Akdeniz göçmenlerin bekleme salonu oldu!

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler arasında son yıllarda sıkça ortaya çıkan düzensiz göçmenler konusundaki anlaşmazlık, özellikle Akdeniz'in orta kesiminde kurtarılan kişilerin günlerce denizde bekletilmesine yol açıyor.

A+A-

Afrika ve Orta Doğu'daki savaş, çatışma ve açlık gibi nedenlerle ülkelerini terk eden binlerce göçmen, son yıllarda çok sayıda kişinin ölmesine ve tüm tehlikelerine rağmen, Akdeniz'in İtalya, Malta ve Libya arasında kalan orta kesimini aşarak Avrupa'ya ulaşmaya çalışıyor.

Uluslararası Göç Örgütünün (IOM) 1 Ocak-23 Ekim verilerine göre, Akdeniz üzerinden Avrupa'ya gelenlerin sayısı 82 bin 978 olurken, bunlardan 12 bin 343'ü İtalya ve Malta üzerinden eski kıtaya ulaştı. Aynı dönemde Akdeniz göç yollarında bin 80 kişi yaşamını yitirirken, bunların 692'si Akdeniz'in orta kesiminde can verdi.

Afrika'dan Avrupa'ya geçişte sık kullanılan bu düzensiz göç rotasında, son dönemde Avrupalı pek çok sivil toplum kuruluşu (STK) inisiyatif alarak kendi gemileriyle denize açılırken, İtalya ve Malta'nın bu gemilere limanlarını açmaya yanaşmaması bölgede başka insani krizleri de beraberinde getiriyor.

Salvini'den insani krizi tetikleyen "kapalı liman" politikası

İtalya'da geçen yılki genel seçimlerin ardından göç karşıtı aşırı sağcı Lig Partisi lideri Matteo Salvini'nin içişleri bakanı olması, Akdeniz'in bu bölgesinde daha önce göçmen kurtarma operasyonlarına katılıp koordine eden İtalya'nın tam tersi bir politika izlemesine yol açtı.

Kurtarma operasyonlarına karşı çıkan Salvini, bununla da kalmayıp göçmenleri denizden kurtaran STK gemilerinin de ülke limanlarına yanaşmasına engel olacak yasal düzenlemeler yaptı.

İtalya'nın "kapalı liman" politikasını, Malta da "Avrupa'dan daha fazla dayanışma bekledikleri" gerekçesiyle uygulamaya başlayınca, bölgede insani kriz, Avrupa siyasetinde ise göç krizi yeniden alevlendi.

Salvini'nin hükümette kaldığı ağustosa kadarki sürede göçmenleri taşıyan STK gemilerine ülkeye giriş izni vermemesi, ölümden kurtarılan kişilerin haftalarca denizde bekletilmesi gibi başka bir insani krize yol açtı.

Öte yandan, göçmenleri kabule yanaşmayan diğer AB ülkeleri ise İtalya'yı bu insanları ölüme terk etmekle suçladı.

Trablus göçmenler için güvenli mi tartışması

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği başta olmak üzere pek çok uluslararası örgüt, Libya'daki iç karışıklık nedeniyle göçmenlerin işkenceye uğradığına, hayati tehlikelerinin bulunduğuna dikkati çekiyor.

Bu kuruluşların, Trablus'un göçmenler için güvenli bir liman olmadığını belirtmesine karşın, Salvini ve bazı AB ülkeleri, kurtarılan göçmenlerin Trablus'a taşınması görüşünde birleşiyor. Bölgede arama-kurtarma yapan STK'ler ise "insan hakları ihlalleri" ve "güvenlik" kaygısıyla bu insanları Trablus'a götürmek istemiyor.

STK'ler, göçmenleri en yakın güvenli yer olan İtalya ve Malta'ya taşımak istiyor ancak, iki ülkenin bu kişileri kabul etmeye kolay kolay yanaşmaması nedeniyle göçmenlerle günlerce Akdeniz'de zor koşullarda riskli şekilde beklemek durumunda kalıyor.

Malta zirvesinde geçici çözüm

Valetta'da yapılan İtalya-Almanya-Fransa-Malta zirvesinde kurtarılan göçmenlerin geçici dağıtım mekanizmasıyla paylaştırılması üzerinde uzlaşılmıştı. Başta Almanya olmak üzere bu dörtlü grup, bu mekanizmaya dahil olacak ülke sayısını artırmak isterken, diğer AB ülkeleri bu konuda istekli görünmüyor.

Zirvede alınan karar gereği kurtarılan göçmenler bu 4 ülke arasında dağıtılıyor. Bu ülkeler uzlaşamadığı zamanlarda gemiler denizde bekliyor.

Orta Akdeniz adeta bekleme salonu

İtalya ve Malta'nın 2019'a damgasını vuran göçmenleri kabul etmeme yaklaşımı nedeniyle denizde uzun süre beklemek durumunda kalan ve kamuoyunun dikkatini çeken STK gemileriyle, bekledikleri günleri derledi.

AB, 2019'a, Alman STK'lere ait gemilerden Sea Watch 3'ün 32, Sea Eye'ın ise kurtardığı 17 düzensiz göçmenin akıbetini tartışarak girdi. 22 Aralık'ta başlayan kriz, 8 AB ülkesinin bu iki gemideki 49 göçmeni almak için 19 günün ardından uzlaşmasıyla sona erdi.

Sea-Eye’a ait Alan Kurdi gemisi, 3 Nisan'da 64 göçmeni denizde zor durumdayken kurtarırken, 10 gün denizde bekletildikten sonra Malta'nın izin vermesiyle buraya yanaşabildi.

Bir diğer STK Sea Watch, 12 Haziran'da Akdeniz'de Alman Carola Rackete'nin kaptanlığını yaptığı Sea Watch 3 gemisiyle 53 göçmeni kurtarmıştı. Kaptan Rackete, İtalya ve Malta izin vermediği için gemisini, 17 gün açık denizde beklettikten sonra İtalya'ya giriş yasağı ve tüm engellemelere rağmen Lampedusa Limanına yanaştırmıştı. Limana zorla girdiği için Rackete hakkında soruşturma başlatılmıştı.

İtalya kendi sahil güvenlik gemisini almadı

Temmuzda dönemin İçişleri Bakanı Salvini, Akdeniz'in orta kesiminde 141 göçmeni kurtaran İtalyan sahil güvenlik gemisi Gregoretti'nin kendi limanına yanaşmasına izin vermedi.

Augusta limanına yanaşma izni verilse de göçmenleri tahliyesine izin verilmeyerek toplamda 6 gün bekletilen Gregoretti gemisindeki göçmenler, 5 AB ülkesinin 31 Temmuz'da göçmenleri paylaşmakta anlaşması üzerine tahliye edilebildi.

Open Arms 19 gün bekledi

Deniz koşullarının daha elverişli olması sebebiyle göç yoğunluğunun arttığı ağustos ayında göç krizi ve STK sorunu da arttı.

İspanyol STK Open Arms, ağustos başında kurtardığı 160 göçmenle, yine İtalya ve Malta'nın izin vermemesi nedeniyle 19 gün boyunca uluslararası sularda beklemek zorunda kaldı. Gemideki durumun kötüleşmesi üzerine devreye giren Agrigento Savcılığı gemideki durumun sürdürülemez olduğu tespitiyle 20 Ağustos'ta gemiye el koyup göçmenlerin tahliyesine karar vermişti.

Aynı dönemde bölgede arama-kurtarma yapan Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) örgütü ve SOS Akdeniz tarafından idare edilen Ocean Viking gemisi de 14 gün denizde beklemek zorunda kaldıktan sonra 6 AB ülkesinin bu göçmenleri almaya yeşil ışık yakmasıyla güvertesindeki insanları tahliye edebilmişti.

İtalya'da yeni hükümet yeni yaklaşım

İtalya'da ağustosta bakanlık koltuğunu kaybeden Salvini’nin yerine gelen sol partilerin etkisiyle Başbakan Giuseppe Conte’nin kurduğu ikinci hükümet, Salvini dönemine göre göçmen gemilerine karşı daha esnek politika izleyerek, gemileri denizde bekletmemeye çalışıyordu.

Ocean Viking gemisinin ekim ayındaki seferinde kurtardığı 104 göçmenle 12 gün denizde bekletilmesi, İtalya'da Salvini dönemi uygulamalarını hatırlattı. İtalya, Malta zirvesinde varılan anlaşma çerçevesinde Almanya ve Fransa’nın bazı göçmenleri almayı kabul etmesi üzerine Ocean Viking'e limanlarına giriş izni vermişti.

Vira Haber

Bu haber toplam 5506 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.