1. HABERLER

  2. DENİZ KÜLTÜRÜ

  3. Tekne otostopuyla dünya gezizisi
Tekne otostopuyla dünya gezizisi

Tekne otostopuyla dünya gezizisi

Yelkenci Özgür İnam, bir yılda dört ayrı tekneye 'otostop çekip' tayfa olarak çalışmış ve 28 ülkeyi dolaşmış. Macerasını anlattığı kitabı önümüzdeki günlerde çıkacak. 'Teknestop'u, yani en ucuza dünya seyahatini herkese öneriyor.

A+A-

Yelkenci Özgür İnam, bir yılda dört ayrı tekneye 'otostop çekip' tayfa olarak çalışmış ve 28 ülkeyi dolaşmış. Macerasını anlattığı kitabı önümüzdeki günlerde çıkacak. 'Teknestop'u, yani en ucuza dünya seyahatini herkese öneriyor.

Yelken sporcusu Özgür İnam iki yıl önce, Bodrum'da su sporları antrenörlüğüyle uğraşırken eski arkadaşı Alex'ten mail alır. Vaktiyle İngiltere'de yüksek lisans yaptığı sırada yatçılık kursuna gitmiştir ve oradaki sınıf arkadaşı Alex şimdi teknelerde kaptanlık yapmaktadır. Dahası o esnada, bir tekneyi Karayipler'e götürmek için Göcek'e gelmiştir. Mailde şu soru vardır; 'Böyle bir yolculuk ilgini çeker mi?' Hemen ertesi gün İnam işinden istifa etmiş, iki arkadaş yola çıkmıştır.

Karayipler'e varıp görevi tamamladıklarında Özgür İnam geri dönmeyi değil, yola devam etmeyi seçer. Diyeceksiniz ki 'Nereye?' Nereye değil ki... Bir yıl boyunca teknelere 'otostop çekerek' (buna 'teknestop' diyor) Malta'dan Küba'ya, Venezuella'dan Bahamalar'a ve adını hatırlamadığı bir sürü 'muz cumhuriyetine' kadar toplam 28 ülkeyi gezer. 'İşin en büyük zorluğu böyle bir yaşamdan sonra kara hayatının keşmekeşine yeniden adapte olmak. İnsan doğayla baş başa kalıp, kapitalizmin kötülüklerinin dokunamadığı güzel insanlarla bir yaşam paylaştıktan sonra çok daha kırılgan, duygusal oluyor. En azından benim için böyle' diyor İnam. Biraz da bu 'alışamama' durumuna dayandırdığı nedenlerle şu anda yaşamını Hindistan'da (Mumbai'de) yatçılık eğitimi vererek sürdürüyor.

İnam teknestop yaparak geçirdiği bir yılını, başından geçen olayları, tanıştığı insanları, gördüğü yerleri anlattığı kitabını önümüzdeki günlerde Denizler Kitabevi'nden çıkaracak. 'Teknestop' denilen 'bedavaya seyahat' yöntemini özel bir ilginiz yoksa muhtemelen duymamışsınızdır. Aslına bakarsanız dünyada da fazla bilinmediğini ama Avrupa'da bu yöntemle seyahat eden çok kişinin bulunduğunu söylüyor Özgür İnam. Ve tahmin edersiniz ki sürprizlere açık olduğunu...

Liseyi yeni bitirenler bile 'teknestop' yapıyor

Geride bıraktığı onca anıdan bir iki tanesini anlatmasını istediğimizde gezme - öğrenme ilişkisi hakkında çarpıcı bulduğu tanıklıklarını anlatıyor; 'Giyom adında İsrailli bir teknestopçuyla tanışmıştım. Etkileyici bir hikayesi vardı. Kendini bildiğinden beri gezermiş. İlkokulu ancak bitirebilmiş ama tanıdığım en kültürlü insanlardan biriydi.' Yolculuk sırasında rastladığı çeşit çeşit teknestopçu arasında liseyi yeni bitirenler bile varmış; 'Neredeyse çocuk denecek yaşta iki İngiliz arkadaştı. Pasaportları dünyanın her yerinde geçiyor. İngiltere'den İspanya'ya, oradan da Cebelitarık'a gelmişlerdi. İngiltere'de liseden sonraki yıl geleneksel bir biçimde boştur, öğrenciler o arada başka ülkeleri gezerler. Edinecekleri deneyimler, tanışacakları onca kültür... Daha o yaşta dünyayı görerek tanıyorlar. Bir de bizim Ahmet'i, Ayşe'yi, Mehmet'i düşündüm. Yarış atı gibi koşturmaktan böyle bir şeyi hayal bile edemiyorlardır.'

İnam bir yılı aşan teknestop yolculuğunu, tayfalığını yaptığı dört ayrı tekne ve şansının yardımıyla elde ettiği bir arabayla tamamlamış. İşin 'araba kısmını' şöyle açıklıyor; 'En son Miami'de bıraktığımız teknenin sahibi 1500 dolar bahşiş vermişti. Onunla hemen bir araba aldım. Ford Windstar marka eskimiş bir van. Hemen arka kabindeki koltukları söktüm ve kendime güzel bir ev hazırladım. Miami'de oteller çok pahalı olduğu için bu işime yaradı. Orada birkaç işte çalışıp garsonluk, barmenlik yaptıktan sonra seyahatin geri kalanını arabamla tamamladım; 18 bin mil yaparak, Kanada ve ABD'de yaklaşık 30 eyaleti dolaşarak...'

Vize kara ve havayolundan kolay

- Vize problemleri nasıl aşılabilir?

Elbette riskli hiçbir ülkeye vizesiz girmenizi önermem ama tekneyle seyahatte vize meselesi kara ve hava yolculuklarındaki kadar zorlu değil. Bir ülkeye denizden giriş yaptığınızda, girişi yapan aslında teknedir. Teknenin evraklarının tam olması, personelin evraklarının tam olmasından daha önemlidir. Vizeniz olmasa dahi çoğu zaman bu bir sıkıntı yaratmaz. Ben Yunanistan, Malta, İspanya hatta İngiltere topraklarına vizesiz girmiştim. En fazla tekneden dışarı çıkmanıza izin vermeyebilirler ki, marinanın içindeki tüm teknelerin başına bir görevli dikecek değiller. Bunca ülke arasında bir tek ABD'ye giriş yaparken birileri tekneye geldi; uyuşturucu trafiği rotasından geldiğimiz için... Amerika vizem vardı neyse ki.. Bir de şu var: Eğer sıkıntılı bir şeyle karşılaşırsanız, mesela fırtına riski dolayısıyla güvenliğinizi tehlikede hissederseniz uluslararası kurallara göre korunma ve sığınma hakkınız var.

Teknestop rehberi;

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

- Bu işi yapmak isteyenler nereden başlamalı? 

Bence önce açık deniz yatçılığı konusunda biraz deneyim kazanmalı. Yurtiçi tekne transferlerine katılmalı. Sonrasında globalcrewnetwork.com gibi bir çok uluslararası forumlardan ve crewseekers.net türü birçok siteden kendi donanım ve deneyimlerini girerek bir tekneden davet alabilir. 

- Teknestopun merkezi yerleri var mıdır?

 Doğru adres İngiltere, Fransa, İspanya ve Baltık ülkelerindeki marinalar. Cebelitarık, Bermuda, Kanarya Adaları gibi noktalarda, teknelerin lojistik ihtiyaçlarını karşıladığı marinalar vardır. Personel arayan bir tekne mutlaka bulursunuz. İngilizce bilmenin öneminden bahsetmeme sanırım gerek yok.

- Zaman seçimi önemli midir?

Doğru zamanda doğru yerde olduktan sonra tekne bulmanız kolaydır. Örneğin Kanarya Adaları'nda Las Palmas, Cebelitarık'ta Quinn's Marina, ekim kasım aylarında rotasında Atlantik ötesi bir liman bulunan birçok tekneyle dolar.

- Gereken en önemli şey nedir?

En önemlisi cesaret göstermek. Bir kez cesaret gösterdiğinizde iş o kadar zor olmaz.

- İşin zorlukları vardır ama değil mi?

Rahat bir şey hayal etmeyin. Konforuna düşkün birine göre değil. En çok kişisel alanının darlığı yoruyor. İki ay hiç kara görmeden küçük alanda yaşamak; tatlı suyla duş alamamak; uyku düzeninin tamamen bozulması, hiçbir uykunun beş saatten fazla sürmemesi...

- Bu zor durumlara rağmen tavsiye eder misiniz?

Kesinlikle... Ama baştan söylemeliyim; hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hayata bakışınız değişecek. Yine o anlamsız rutine, insanların sahte gerçeklerin peşine düştüğü kısır sisteme alışmak kolay olmayacak. Kara hayatındaki tek düzeliğe, yapaylığa, strese, hırsa, iktidar mücadelesine böyle bir deniz yolculuğunda yer yoktur çünkü.

 

Akşam

Bu haber toplam 1618 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.