1. YAZARLAR

  2. Ecem Kalkavan Çubukçu

  3. Modern Kaplumbağalar
Ecem Kalkavan Çubukçu

Ecem Kalkavan Çubukçu

Yazarın Tüm Yazıları >

Modern Kaplumbağalar

A+A-

23 Nisan yaklaşıyor… Salı gününe denk gelen resmi tatil sebebiyle, bazı arkadaşlarımız ‘long weekend’ planları yapmış, birkaç gün kafa dinlemek istemiş olabilirler. Bu yazımda size geçtiğimiz 29 Ekim’de, kendi uzun hafta sonumuz öncesinde yaşadıklarımı kısaca anlatacağım. Tatilciler dikkat!

Malumunuz, teknoloji artik hayatimizin en büyük parçası. Akıllı telefonlarımız, bizi her dakika ‘up-to-date’ tutan uygulamalarımız, olduğumuz yerden sipariş ettiğimiz ürünlerimiz, evimizden bir tıkla ulaştığımız dizi ve film platformlarımız… Temelde değişen şey, alışkanlıklarımız. Adeta bir dönüşüm içindeyiz. Kafka’nın ünlü kitabi “Dönüşüm”deki gibi bir durumdan bahsetmiyorum. Hayır, hiç birimiz bir sabah ansızın bir böcek olarak uyanmayacağız. Sadece “Modern Kaplumbağalar” dönemine geçmiş durumundayız. Peki, kimdir bu modern kaplumbağalar?

Aslında, onları bir topluluk içinde rahatça fark edebilirsiniz. Ellerindeki cihazlarla bütünleşmişçesine boyunlarını geri çekebilir; eş zamanlı olarak sırtlarını dışa doğru esnetebilirler. Kambur durduklarının çoğu zaman farkında olmadan, bu kavisi dakikalarca koruyabilirler. Ben bu modern kitleyi, su kaplumbağası yerine, kara kaplumbağalarına benzetmeyi tercih ediyorum. Sebebi, geçmiş öğretilerimde yatıyor. Ortaokuldayken, Caretta Carettalarla ilgili bir proje hazırlamıştım. Son derece akıllı olan bu su canlıları, özellikle yumurtlama dönemlerinde çok farklı bir davranış sergiliyorlardı. Yumurta halindeki Caretta Carettalar, kabuklarını kırdıktan sonra denize ulaşmaya çalışıyorlardı. Çok az sayıda yavru, çevresel ve doğal nedenlerle bunu başarabiliyordu. Gelgelelim, yıllar içinde büyüyen Caretta Caretta, kendisi yumurtlayacağı zaman yine ayni sahile dönüyor ve bildiği yoldan giderek yumurtalarını bırakıyordu.

Öğrendiğim bu bilgiden sonra onların üstün yetenekli canlılar olduğuna inanmıştım. Hafızaları ve hareket edebilme kabiliyetleri beni çok etkilemişti.  Kim bilir, diğer canlıların da bilmediğim ne özellikleri vardı? Ne zaman bir “Modern Kaplumbağa” ile karşılaşsam, bu özelliklerden yoksun oldukları hissine kapılıyorum. Sonra hislerim boyut değiştiriyor. Özellikle de karşılaştığımız yer güzide bir Bodrum uçağıysa…
 

modern-kaplumbagalar.jpg

 


Eşimle ilk yurtiçi seyahatimiz için yola koyulmuştuk. Uçağın kapısından içeriye doğru ilerledik ve oturacağımız sıraya varınca, cam kenarında onunla karşılaştık. İlk bakışta, normal bir lise öğrencisine benziyordu. Ancak, bu işte bir gariplik vardı. Galiba, uçakta yalnız olduğunu düşünüyordu. Yüzünü cama dönmüş olan Modern Kaplumbağa, telefonda sonradan kız arkadaşı ya da adayı olduğunu anladığımız, aynı yaşlardaki bir kızla bağıra bağıra konuşuyordu. Haliyle sesten rahatsız olduk. Bitmesi umuduyla yerimize oturuyorduk ki, anladık. Bitmiyordu! “Ben seninle sıcak çikolata içmek için bir buçuk ay bekledim”ler mi dersiniz, “Ben seninle konuşmak için annemi bile aramadım”lar mı, “Ama o çağırınca, hemen gidiyorsun”lar mı… En favorim açık ara, “Yasaklılar listesi”ydi. “Sen istedin bunu. O kızı yasaklılar listesine sen koydun.” Kendince, başka bir çocuğu yasaklılar listesine eklemeye çalışıyordu, ama nafile. Kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Yeni evliler olarak, varlığından haberdar bile olmadığımız listeler türemişti etrafta.

Allah’ın sevgili kulu olmak muhteşem bir his sevgili okuyucular! Tam eşim sinirlenmeye başlamışken, birisi “Pardon” dedi. Cam kenarını işaret ediyordu. Karşımızdaki kişinin temiz giysilerini ve boyun hizasından aşağı sarkan beyaz kulaklıklarını görünce, hemen anladım. İşinden yeni çıkmış, hafta sonunu değerlendirmeye niyetli, bizler gibi biriydi. “Kusura bakmayın, rahatsız ettim sizi” dedi. “Yok yok, biz çok mutlu olduk, buyurun” dedik. Cam kenarı onundu. Modern Kaplumbağa telefonla konuşmayı kesmeden ayağa kalktı. Koridor tarafında ben oturuyordum. O, bulunduğumuz sıranın, diğer koridor koltuğuna geçti. Yani benim az yanıma. Başladı mı benim çilem… Yok, hala telefonla konuşuyordu. Ben artık kendimi durduramıyordum, gülüyordum.

Görmüş geçirmiş bir amca ve teyzenin yanına düşen modern kaplumbağa, adeta bir zıtlıklar komedyası oynuyordu. Bir yanda high-tech bir motivasyonla yapılan suni konuşmalar, diğer yanda yaşam gailesi ile yoğrulan gerçek insanlar. Çok geçmedi, amca da fark etti durumu. Baktı, anlamaya çalıştı. Neden sonra, eşimle göz göze gelince, hep beraber gülmeye başladık. Durum gerçekten vahimdi… Uçak kalkarken konuşmalar bitti, havalandık. Çok şükür, artık ses çıkarmıyordu.

İyimserliğimi kaybetmeden ona baktım, bir şeyler okuyordu. Eşime dönüp, “Neyse, bir şeyler okuyor. İyidir” dedim. Eşim bakıp, “Yok yahu ne okuması. O whatsapp transkriptini okuyor.” demez mi… Hayallerim yerle yeksan oldu. Modern kaplumbağayı doğal ortamına terk etmek en doğrusuydu. Akıllı ve üretken canlıların bol bol bulunduğu, yaratıcı ortamlarda hep bulunmanız dileğimle… İyi tatiller!

Bu yazı toplam 3439 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar