Wolgast kentindeki Peene-Werft Tersanesi ve Lucien Arkas ile olan anılar
Bir asra yaklaşan bir ömrü geride bırakırken, yaşantıma bir başlık buldum;
“Yaşlanmak Maziyi Yaşamaktır.”
Lucien Arkas Bey ile olan bazı anılarımı nakletmeliyim;
İzmir’e gitmiştim.. Haliyle Lucien Arkas Bey’i aradım. Doğrudan öğle yemeğine gitmeyi önerdi. Arkas Binası’ndan çıktık ve yürüyerek Birinci Kordon’da kendisini çok yakından tanıdıklarını fark ettiğim bir balıkçı lokantasına gittik. O günkü öğle yemeği buluşmasını; enfes balık ziyafeti ile sohbet etmiştik diye hatırlarım.
Başka bir zamandı; Grimaldi Line Malta Adası’nda yapacağı Genel Kurul Toplantısı için eşimle beni davet etmişti. Kendilerine teşekkür ettim. Ancak bu davetin Türkiye’deki genel temsilcileri olan Arkas Grubu vasıtasıyla gelmesini daha tercih ederdim diye mesaj gönderdim.
Kısa bir süre sonra Lucien Arkas aradı. Malta’daki toplantıya katılmak üzere eşim Mutlu Hanım ile beraber beni İzmir’e davet ediyordu. Biraz şaşırdım; zira İzmir’den Malta’ya doğrudan uçuş da yoktu. Neyse; evimizden bizi aldılar, havaalanına geldik. İzmir’de karşıladılar ve doğruca İzmir Liman
Caddesi’nde Arkas Holding genel merkezi’ne ulaştık.
Lucien Arkas Bey karşıladı ve bir süre estetik yüklü konstrüksiyon ağırlıklı bu binanın projesinin kendisine ait olduğu belirterek ofisleri gezdirdi. Sohbet sırasında; “Ben Yönetim Kurulu toplantısına katılmam. Ama ben karar veririm.” demişti..
Sonra öğle yemeği için özel yemek salonuna geçtik.
Burası ancak 6 veya belki azami 8 sekiz davetliye uygun çok sevecen bir mekandı.
Ahçısı hayranlıkla hatırladığım ve küçük porsiyonlardan oluşan zevkli bir menü sundu ve yemekte çok özel kırmızı şarap ikram edildi.
Şarap için Lucien Arkas “Benim üzüm bağlarımdan yapılmıştır” dedi.
Sordum;
- Satılmıyor mu?
- Hayır dedi.
-Çok lezzet veren, kaliteli bir şarap.. Mesela adınızın ilk harflerinden “L.A.” gibi bir şarap olsa dedim. Bir taraftan da Malta’ya nasıl gideceğimizi merak ediyordum.
Lucien Bey, yardımcılarından birine sordu;
- Uçak hazır mı?
- Bekliyor efendim.
-O halde sizİ yolcu edelim dedi.
Bir araçla İzmir Havaalanına geldik ve Lucien Arkas Bey’in özel uçaklarından biriyle Malta Adası’na doğru havalandık. Uçakta nezaket timsali Bernard Arkas ve üst personelden iki yönetici hanım da vardı. Luca Havalanında yine bir araç bekliyordu..
Aradan yine yıllar geçti. Ben Deniz Ticaret Odası adına “ Türk Armatörleri Tarihi” başlıklı belge eserimi çalışıyordum. Kendisi ile görüşmek istedim. Amacım yaşam öyküsünü kendisinden dinlemek! Haber yollamış;
-Sonbahara kadar meşgulüm.. diye!!
…O gün herhalde rüzgar ters taraftan ve çok sert esiyordu!
Yine yıllar geçti ve Arkas Sanat Merkezi’ndeki tabloları izlerken Alman ressam Michael Zeno Daimer’in Rumelihisarı önünden seyretmekte olan yandan çarklı römorkör yedeğinde yelkenli gemi tablosunu gördüm.
Son derece heyecan verici bir eserdi.